Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8760 E. 2025/1821 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Hazine lehine oluşan usulü kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilerek, ilk kararı temyiz etmeyen davacı lehine fazla tazminat bedeline hükmedilmesi bozmayı gerektirdiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/281 Esas, 2024/165 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Adana ili, ...... ilçesi, ...........mevkii 110 parsel sayılı taşınmazın 53/256 hissesine karşılık gelen 97.149,41 m²sinin Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2009/231 talimat dosyası ile 490.000,00 TL bedelle ............'dan satın aldığını, Adana Kadastro Mahkemesinin 1990/4 Esas, 1999/33 Karar sayılı kararıyla taşınmazın 20.262,14 m²sinin Hazine adına tespit edildiğini, bu kararın ise 09.08.2016 tarihinde tapuya işlendiğini, bu nedenle şimdilik 40.000,00TLtazminat bedelinin 09.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve yasal vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; devletin sorumluluğunun 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabii olup bu zamanaşımı süresinin dolduğunu, zarar işlemin yapıldığı tarihten sonra meydana gelmiş olsa dahi zamanaşımının başlangıcının işlem tarihi olacağını, dava konusu olayda Adana Kadastro Mahkemesinin 30.12.1999 tarihli ve 1990/4 Esas, 1999/33 Karar sayılı kararı, gereğince 09.08.2016 tarihinde işlem yapıldığı iddia edilmiş olup işlemin yapıldığı tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmuş bulunduğu, eldeki davanın her hal ve durumda zamanaşımına uğradığını, ayrıca kadastrodan kaynaklanan davalar için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreninde dolmuş bulunduğunu, bu nedenle hak düşürücü süre yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu edilen Adana ili, ....... ilçesi, .......köyü, 119 parsel sayılı taşınmazın Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2009/231 Talimat sayılı dosyasından satışı yapılan borçlusu İsmet Seğmen'e ait iken neticede davacıya intikal ettiğini, Adana Kadastro Mahkemesinin 30.12.1999 tarihli ve 1990/4 Esas, 1999/33 Karar sayılı kararı gereğince miktarın azaldığının iddia edildiğini, Adana Kadastro Mahkemesinin kararı üzerine tapu müdürlüğü tarafından işlem yapıldığını, açılan bu davanın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesindeki devletin tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan kusursuz sorumluluğu kapsamında değerlendirilemeyeceğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2017/1330 Esas, 2020/286 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, 40.000,00TL'nin 09.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 216.232,93 TL'nin 10.12.2018 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.11.2021 tarihli ve 2020/1729 Esas, 2021/1904 Karar sayılı kararı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın niteliği net olarak belirlenmeden m² birim fiyatı soyut ifadelerle tespit edildiğinden hazırlanan rapor inandırıcı bulunmamıştır. Dava konusu taşınmazın değeri tespit edilirken öncelikle taşınmazın niteliğinin tespit edilmesi gerekli olup, arsa ise taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle karşılaştırma yapılarak, arazi ise İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri getirtilerek verilere uygun şekilde üzerine ekilebilecek münavebe ürünlerine göre gelir metodu esas alınarak, bedel belirlenen rapora göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Son Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 40.000,00 TL'nin 09.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 216.232,93TL'nin 10.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 628.588,07 TL'nin 15.11.2023 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı taraf bozmadan önceki yargılamada (2017/1330 Esas sayılı dosya) istinaf yoluna başvurmadığından, bozmadan önceki yargılamada sadece davalı idare istinaf yoluna, başvurduğundan idare lehine usulü kazanılmış hak doğduğunu ve aleyhe bozma yasağından ötürü 256.232,93 TL'nin üzerinde bir miktar için davacı lehine karar verilemeyeceğini, ıslahın bir sefer yapılabileceğini, davacının ıslah talebinin dikkate alınmaması gerekirken Mahkemece aksi kanaatle ikinci ıslaha uyularak davanın kabulüne karar verdiğini, Devletin sorumluluğunun 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu zamanaşımı süresi de dolmuş bulunup, Tapu Sicil Müdürlükleri de bir idare olduğuna göre mahkeme kararlarını uygulamasının zorunlu olduğunu, tapu memurunun mahkeme kararına göre işlem yapmasının zorunlu olduğunu, bu nedenle Tapu sicil memurlarının kusurundan bahsedilemeyeceğini, kadastrosu kesinleşmemiş taşınmazlarda Hazinenin miktar yönünden sorumluluğunun olmadığını, davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece verilen ilk karar davalı Hazine vekilince istinaf ve temyiz edilmiş olup, davalı Hazine lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, ilk kararı temyiz etmeyen davacı lehine fazla tazminat bedeline hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.