Logo

5. Hukuk Dairesi2024/9388 E. 2025/2588 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı idarenin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği değerlendirilerek ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/68 Esas, 2024/292 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muş ili, ...... ilçesi, ............ köyü 648 ve 656 parsel sayılı taşınmazların davacıya ait olduğunu, bitişiğinden geçen........... Deresi yatağının dolması sonucu, dava konusu taşınmazların tamamının dere yatağı haline geldiğini, davacı adına kayıtlı olan ve davalı kurumun el atmasından dolayı kullanılmaz hale gelen taşınmazların bedelinin davalı idareden tahsilini ve ecrimisil bedelini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını ve zamanaşımı definde bulunduklarını, davada DSİ Genel Müdürlüğünün davalı sıfatının bulunmadığını belirterek davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, parselde tamamen doğal sebeplerle aşınma ve kıyı oyulmaları sonucu oluşan toprak kayıplarından davalı idarenin sorumlu olmadığını, dava konusu taşınmazlara müvekkili idare tarafından el atılmadığını, ayrıca DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ve işletmeye açılan taşkın kontrol tesislerinin meydana gelen taşkınları tamamen önlemesinin de mümkün olmadığını, ecrimisil talepleri yönünden ise müvekkili kurumun dava konusu taşınmazlar üzerinde herhangi bir sahiplenme niyeti olmadığını, davalı idare bakımından ecrimisil şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2022 tarihli ve 2021/382 Esas, 2022/88 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2023 tarihli ve 2022/1531 Esas, 2023/182 Karar sayılı kararı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2023 tarihli ve 2022/1531 Esas, 2023/182 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazlara ait kök tapu ve kadastro tutanaklarının dosya arasına alınarak, dosyada mevcut 2018-2019-2020 ve 2021 tarihlerine ait çiftçi kayıt sistemi kayıtları birlikte değerlendirildirilerek dava konusu taşınmazın hangi mevsimlerde ne kadar süre ile taşkın altında kaldığı mevcut hali ile tarım yapılmasının mümkün olup olmadığı, taşkının sürekli olup olmadığı ve tarımsal olarak kullanılabilir hale getirilip getirilemeyeceği, taşınmazın el atıldığı tespit edilen kısmının taşınmazın ayrıntılı fotoğrafları da çekilerek, çekilen fotoğrafları üzerinden işaretlenip koordinatlarını gösterir rapor alınmak suretiyle el atmanın varlığı somut olarak araştırılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, kabule göre de kamulaştırılmadan el atıldığı tespit edilen taşınmazların tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tescil edildikten sonra terkinine karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına, ecrimisil yönünden ise kesinlik sınırı altında kaldığından davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2024 tarihli ve 2024/68 Esas, 2024/292 Karar sayılı kararı ile bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak ve davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazların bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece yeterli araştırma ve incelemeden karar verildiğini, dava konusu taşınmazların kadastro ve tescil aşamasında da aynı nitelikte olup sonradan herhangi bir el atma mevcut olmadığını, Harita Genel Komutanlığına müzekkere yazılarak bunun tespit edilebileceği hâlde, mahkemece bu konuda araştırma yapılmadığını, idarenin taşınmaza el atması ve müdahalesinin olmadığını, dava konusu taşınmaza el atıldığı belirtilen alanın kadimden beri dere yatağı olduğunu, hiçbir şekilde tarımsal amaçla kullanılmadığını bu nedenle tarla vasıflı değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgelerde zorunlu toplulaştırma çalışmalarının yapılmaya başlandığını toplulaştırma çalışmalarının bitmeden karar verilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsil istemi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.