"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/1174 Esas, 2023/1896 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Mardin ili, Kızıtepe ilçesi, kocalar köyü, Mekkotaşı mevkii 161 parsel sayılı taşınmazda diğer hissedarlarla birlikte malik olduğunu, taşınmazın hissedarlarından Mehmet Karadeniz'in Kızıltepe Sulh Hukuk Mahkemesinin 1983/ Esas, 1983/180 Karar dosyasında diğer hissedarlara karşı İzale- i Şuyu davası açtığını, dava konusu taşınmaz aynen taksimi mümkün olmadığından Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiğini ve satışını ifası için ilgili taşınmaz alıcısı ... adına ihale edildiğini ve ihalenin kesinleştiğini, buna istinaden Tapu Müdürlüğüne yazı yazıldığını, müvekkilin bu olanlardan haberdar olmadığını, müvekkilin taşınmazının haksız ve hukuka aykırı olarak elinden alındığını, tespit edilecek maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II.CEVAP
Davalı idareler vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ... yönünden husumet nedeniyle reddini diğer davalı ... Hazinesi açısından davanın esastan reddini talep ettiklerini, Kızıltepe Sulh Hukuk Mahkemesinin 1983/40 Esas, 1983/180 Karar sayılı kararına istinaden taşınmazın alıcı adına tescil edildiğini, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.12.2013 tarihli ve 2011/204 Esas, 2013/1131 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; zamanaşımı “def'i” niteliğinde bir savunma aracı olup davaya yapılacak olan ilk itirazların tâbi olduğu, usul ve süreye tâbi olduğu ve taraflarca ileri sürülmediği takdirde Mahkemece kendiliğinden gözetilemediği gibi eğer taraflarca ileri sürülmüşse öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken unsurlardan olduğu, davalılar tarafından zamanaşımı def'inin ileri sürülmediği, bu itibarla, Mahkemece taraf delilleri toplanıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken zamanaşımı def'i ileri sürülmemiş olmasına rağmen resen gözetilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 21.02.2019 tarihli ve 2016/806 Esas, 2019/310 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, tespit edilen bedelin Hazineden alınarak davacı tarafa verilmesine, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerekirken tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihi esas alınarak değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, kabule göre de, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla niteliği belediyeden sorularak sonucuna göre yöntemine uygun olarak değer biçen bilirkişi raporu alınması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmediğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, tespit edilen tazminatın davalı Hazineden tahsiline, ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı Hazine vekili vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetlle; Adalet Bakalığı yönünden husumetten ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, tazminata konu işlemin kaynağının Kızıltepe Sulh Hukuk Mahkemesince verilen bir karara dayandığını, bedelin düşük belirlendiğini, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, kentin oldukça iyi bir konumunda olduğunu, adil bir bedelin belirlenmesi gerektiğini ve tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu, denkleştirici adalet ilkesinin ve munzam zararın gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın tümden reddi gerektiğini, Tapu Müdürlüğünce yapılmış hukuka aykırı bir işlem bulunmadığını, dolayısıyla Devlete izafe edilecek bir kusur da bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu'nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazın parsel sorgu sisteminden yapılan gözlem, belediye yazısı ve dosya kapsamına göre arsa niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
3. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.