Logo

5. Hukuk Dairesi2024/954 E. 2024/6692 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, murislerine ait taşınmaza usulsüz kamulaştırma nedeniyle el atıldığını iddia ederek, davalı idareden taşınmazın bedelinin tahsilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek Madde 3'ünün 1. fıkrasının 2. cümlesindeki "dava tarihi itibarıyla" ibaresinin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olması ve davanın iptal kararından önce açılmış olması nedeniyle, taşınmazın dava tarihi itibarıyla belirlenen bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/707 Esas, 2023/979 Karar

DAVA TARİHİ: 30.01.2015

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin İstanbul ili, ...ilçesi,... mevkiinde bulunan 1290 parsel sayılı taşınmazına usulüne uygun kamulaştırma işlemi yapılmadan el atıldığından, tespit edilecek tazminat bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kök 1290 parsel sayılı taşınmazın Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/95 Esas, 1988/323 Karar sayılı kararı ile müvekkili ... adına tescil edildiğini, bu itibarla davacıların dava açmaya hak ve yetkilerinin bulunmadığını, davanın ehliyet yokluğundan reddinin gerektiğini, yine davacıların yasal 30 günlük sürede bedel artırım davasını açmadıklarını, süre yönünden de davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde esastan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.02.2016 tarihli ve 2015/61 Esas, 2016/64 Karar sayılı kararı ile davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.02.2016 tarihli ve 2015/61 Esas, 2016/64 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ..., ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılarn temyiz incelemesi sonucunda; kök 1290 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 16 ncı maddesi uyarınca ...Belediyesi adına tescil edilmesinden sonra ifraz edildiği ve oluşan 4417 parsel sayılı taşınmazın trampa yolu ile 4635 parsel sayılı taşınmazın ise satış yolu ile Maliye Hazinesine devredildiği; 4417 ve 4635 parsel sayılı taşınmazın bu devir işlemine istinaden taşınmazın İç İşleri Bakanlığı ve ... tarafından tasarruf edildiği gözetilerek, ... hakkında açılan davanın kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davaların ise husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve dava konusu taşınmaz maliki ... ile davacılar murisi...'nın aynı kişi olup olmadığı anlaşılmadığından bu husustaki bilgi ve belgeler (nüfus kaydı, veraset ilamı, tapuda isim düzeltim kararı v.b.) taraflardan istenip temin edilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... vekili karar düzeltme yoluna başvurmuştur.

4. Dairece yapılan inceleme sonucunda; davacılar ...ve ...oğlu ... mirasçıları olduğu hâlde, Dairemiz bozma ilamında sehven başka bir isimle bozma yapıldığı anlaşıldığından bozma kararını bu yönden düzeltilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 16.11.2020 tarihli ve 2019/93 Esas, 2020/379 Karar sayılı kararı ile davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun'un geçici 15 ve geçici 17 nci maddeleri de gözetilerek Ek Madde 3’ te belirlenen yönteme göre bedel belirlenmesi gerektiğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ilamı ile Anayasa Mahkemesinin 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı da gözetilerek, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla belirlenen bedelinin davalı ... Başkanlığından alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların kök murisinin ...olduğunu oysa eski tapu atik kayıtlarında eski kayıt malikinin ...... olduğunu, yani ...'ın soy adının Karabekiroğlu olduğunu, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğüne kayıtlı bilkirkişilerden rapor alınması gerektiğini, bu farka ilişkin rapor alınmadığını, eksik araştırma yapıldığını, uygun emsalin incelenmediğini, kamulaştırma bedelinin ödendiğini, 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3'üne göre değerlendirme yapılması gerektiğini, tescilin yolsuz tescil olmadığını, taşınmazın hükmen tescil edildiğini, resen gözetilecek sebeplerle denetim yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: "... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi. ”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ... ’’ karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi, Ek 3 üncü, Geçici 15 inci ve Geçici 17 nci maddeleri.

5. Anayasa Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2020/87 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu 1290 parsel sayılı taşınmazın 1985 yılında ... tarafından kamu tesisleri ihtiyacı nedeniyle kamulaştırılmasına karar verildiği, bu işlemin davacılara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeksizin 2942 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesi uyarınca tescil davası açıldığı, Çatalca 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/95 Esas, 1988/323 Karar sayılı kararı ile taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verildiği, davanın ölü kök murise karşı açıldığı, davacılar murisine ya da davacılara ödeme yapıldığının ispat edilemediği anlaşılmıştır.

3. Her ne kadar dairemizin son bozma ilamında Ek Madde 3 ün uygulanması suretiyle dava konusu taşınmazın bedelinin belirlenmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararı bozulmuşsa da dava 24.12.2019 tarihinden önce açılmıştır. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek madde 3’ün birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki; “…dava tarihi itibarıyla…” ibaresi ve 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğundan anılan maddenin eldeki davaya uygulanabilmesi mümkün değildir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın davalı ... Başkanlığından alınmasına,

30.05.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

KARŞI OY YAZISI

2019 yılında 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 3’ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 6830 sayılı Kanun ve 2942 sayılı Kanun’un mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerine göre usulüne uygun kamulaştırılıp, idareler adına tescil edilen ancak bedelleri eski malikleri adına bankaya yatırıldığı halde hak sahiplerine ödenmeyen taşınmazların kamulaştırma bedellerinin belirlenmesi yöntemini düzenlemektedir. 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile getirilen 2942 sayılı Kanun’un Geçici 15 inci maddesinin 2 nci fıkrası ise Ek Madde 3 ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda da uygulanmasını öngörmektedir. Bu düzenleme Dairemizin de kabulünde olduğu üzere; hukuka uygun geçerli bir kamulaştırma bulunmadan ve mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerde belirtilen şartlar yerine getirilmeden tescil kararı verilmiş taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı davaları kapsamamaktadır (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 16.01.2020 tarihli ve 2019/7050 Esas, 2020/577 Karar sayılı kararı)

Yukarıda anılan Dairemiz kararından sonra bu tür kamulaştırmasız el atma sayılabilecek halleri de kapsamak üzere TBMM tarafından 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına 2021 yılında 7327 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile eklenen, 3 üncü cümle ile usulsüz kamulaştırma işlemlerine rağmen idare adına tescil edilen taşınmazların değerinin tespitinde de 1 inci ve 2 nci cümlelerde belirtilen usulün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü de 7327 sayılı Kanun’un 22 nci maddesiyle ihdas edilmiş olup 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespiti yöntemini düzenleyen birinci fıkrasının 3 üncü cümlesinin derdest davalarda da uygulanmasını hüküm altına almaktadır.

Bir şeyin bütünü ifade edildiğinde, bütünü ile birlikte onun parçalarının da tek tek sayılması gerekmez. Eğer 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 16 ncı ve 17 nci maddelere göre yapılan bütün tescil hallerini kapsıyor olsaydı, aynı maddeye 3 üncü cümle eklenmez ve 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi ihdas edilmezdi.

2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci ve geçici 17 nci maddelerinin her ikisinin de özel hüküm olduğu; Geçici Madde 17 nin sonraki hüküm olduğu da nazardan uzak tutulmamalıdır.

Somut olayımızda nazara alınacak hükümlerden;

2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Kararsayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de;bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır.

Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira “… dava tarihi itibariyle…” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda davanın konusununusulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi, aynı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği,

Uygulama yapılırken de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden de uygulanmaları gerekeceğinden davaya konu taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih,değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri de gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin TÜİK tarafından açıklanan Yİ-ÜFE Endeksi Tablosundaki değişim oranları esas alınmak suretiyle “KARAR TARİHİ” itibarıyla güncellenmesi sonucu ortaya çıkan bedelin hak sahibine ödenmesi gerektiği,

Düşüncesinde olduğumdan eldeki davada uygulanmasına yer olmayan, 2942 sayılı Kanunun geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “...ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerekçe gösterilerek kurulan hükmün uygun bulunup onama cihetine gidilmesi hukuka uygun görülmediğinden çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 30.05.2024