"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava dilekçesinde, davalının işhanında malik olduğu taşınmaza ilişkin aidat borcunu ödemediği, ... 15. İcra Müdürlüğü 2013/17996 E. sayılı dosyasından takip yapıldığı davalının yaptığı itirazın haksız olduğu, davalının borca itirazında itiraz nedenlerini açıklamadığı, borcu olmadığına ilişkin delil veya belge sunmadığı, borcu ödemekten çekindiği belirtilerek, itirazın iptali ve %20 icra inkar tazminatı istenilmiştir.
Mahkemece 16/06/2016 tarih ve 2014/1645 Esas - 2016/1190 Esas sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 27/11/2018 tarih ve 2017/2341 Esas - 2018/7573 Karar sayılı ilamı ile dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde, tapu kaydı, yönetim planı ve karar defterinin bulunmadığı; davaya konu ortak gider borcunun hangi kat malikleri kurul kararları ile kararlaştırıldığı ve davalının bu toplantılara katılıp katılmadığının araştırılmadığı anlaşılmıştır.Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamaları nazara alınarak öncelikle dava kousu taşınmazın tüm bağımsız bölümlerini gösterir tapu kaydı ve yönetim planı ile dava konusu edilen döneme ait olmak üzere yönetimde bulunan ortak gider alacağına ilişkin karar ve işletme defterleri, fatura ve makbuzları; davaya konu ortak gider alacağının belirlendiği kat malikleri kurulu toplantılarına davalının katılıp katılmadığı, katılmamış ise bu kararların davalıya tebliğ edilip edilmediği, edilmiş ise buna ilişkin belgelerin varsa bu dönemlere ilişkin işletme projesinin aslı veya onaylı örneği ile işletme projesinin varsa davalıya tebliğine ilişkin belgelerin davacı yönetimden celbi ve diğer kayıt ve belgeler getirtilip tüm hesapların uzman bilirkişiye incelettirilerek davalının davaya konu ortak gider ve aidat borçlarının bulunup bulunmadığının ve borcu var ise ödeyip ödemediğinin tespit ettirilmesi, belge ve kayıt bulunmadığı takdirde tarafların tüm delillerinin toplanması ve gecikme tazminatının başlangıcının tesbitinde, davalının belirtilen toplantılara katılması halinde toplantı tarihi, katılmadıysa toplantı tutanaklarının ya da işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu husus da belirlenemiyorsa icra takibi nedeniyle ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerektiği düşünülerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden” hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacının ortak gider alacağı nedeniyle icra takibi yaptığı ve neticesinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/2341 e,2018/7573 k ile bozulmasına hükmedilen mahkeme kararında "Davanın kısmen kabulüne, ... 15.İcra Müdürlüğünün 2013/17996 sayılı dosyasında 15.464,00 TL asıl 2.854,62 TL gecikme faizi toplamı 18.318,62 TL'ye yönelik itirazın iptaline, ” karar verildiği ve bu kararın sadece davalı tarafça temyiz edildiği anlaşılmakla, mahkemece bozma ilamına uyulmuş gerekli araştırma yapılmış ve “16.578,00-TL aidat asıl alacak ve 3.370,00-TL su bedeli asıl alacak olmak üzere toplam 19.948,00-TL'ye yönelik itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden devamına” karar verilmiştir. Hüküm taraflardan yalnız biri tarafından temyiz edilmiş ve bozma kararına mahkemece uyulmuş ise bozma lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşur ve mahkeme artık bozma kararına uygun karar vermek zorundadır. Bozma kararı bazı araştırmaların yapılmasını gerektirmiş ve sonuçta daha farklı bir rakam veya sonuç ortaya çıkmış olsa bile mahkemenin vereceği yeni karar önceki karara oranla temyiz edenin daha aleyhine bir karar olamayacaktır. Söz konusu bu duruma aleyhe karar verme yasağı denilmektedir. Tüm bu nedenlerle mahkemece bozmadan sonra bu miktara hükmedilmiş ise de az yukarıda açıklandığı üzere, kabul edilen 15.464,00 TL’lik miktarı davacı temyiz etmediğinden, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur ve mahkemece bu miktarın üzerinde bir miktara hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.