"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 06.12.2022 günü temyiz eden davalı vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden aleyhine temyiz olunan davacı vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava dilekçesinde, davalının maliki olduğu bağımsız bölümleri ortak alanları da içine almak sureti ile usulsüz olarak birleştirdiğinden bahisle eski hale getirilmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin 2019/1736 Esas, 2021/1804 Karar sayılı ilamı ile davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin esastan ret kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/346 Esas, 2018/998 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyanın incelenmesinde, ana taşınmaza ait gelen tapu bilgilerinden dava konusu edilen bağımsız bölümün davalıya ait olduğu, uyuşmazlık konusu bağımsız bölümü ise sürekli faydalanan kiracının kullandığının tespit edildiği anlaşılmakla bu tür davalarda yargılama sonucu verilecek karar malik ve sürekli faydalanan olan kiracının da hukukunu yakından ilgilendirdiğinden mahkemece usul ekonomisi de gözetilerek kiralanan bağımsız bölümün kiracısı davaya dahil edilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek gerekirse yeniden keşif yapılması suretiyle davalıların ortak alanlardaki kullanım payını aşıp aşmadığının araştırılması, eski hale getirmenin binanın statiğini etkileyip etkilemeyeceği husunun hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve eski hale getirilemeyecekse dahi ortak alan olan yerler var ise müdahalenin meni açısından bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle taraflara ait tüm deliller toplanarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan, eksik araştırma ve inceleme sonucu işin esası hakkında davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19 uncu maddesi gereğince kat malikleri, ana gayrimenkulün bakımına ve mimari durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını korumaya mecburdurlar. Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler yaptıramaz. Kat maliki kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile ana yapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir. Aynı Kanun'un 4 üncü maddesine göre de; ana duvarlar, taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası diğer elemanlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, antreler, koridorlar ve buralardaki genel tesisatlar ortak yer niteliğindedir.
Kabule göre de, davalının maliki olduğu bağımsız bölümlerin birleştirilmesinin mümkünse de yapılan bu değişikliğin ana yapıya ve diğer kat maliklerine zarar vermemesi gerekir. Yapılan değişikliğin ana yapıya ve diğer kat maliklerine zarar verip vermediği, tespit edilerek oluşucak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu bağımsız bölüm içinde yapılan değişikliklerin de eski hale getirilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/346 Esas, 2018/998 Karar sayılı hükmünün HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1 inci maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.400,00 TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 06.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.