Logo

5. Hukuk Dairesi2021/3743 E. 2022/2229 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte nüfus cüzdanı kullanılarak yapılan tapu devri nedeniyle zarara uğrayan davacının, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat isteyebilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu ve davacının sahtecilik olayını bildiğine dair bir delil de bulunmadığı, ayrıca husumetin Hazine yerine temsilcide yanılma ile Küçükçekmece Tapu Sicil Müdürlüğü'ne izafeten Maliye Hazinesi'ne yöneltilmesinin temsilcide yanılma hali olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddetme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nce uyulan bozma kararı uyarınca istinaf isteminin kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 15/02/2022 günü temyiz eden davacı vekili ile aleyhine temyiz olunan davalı Hazine vekilinin yüzüne karşı duruşmaya başlanarak taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

- K A R A R -

Dava, sahte nüfus cüzdanına dayalı olarak tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nce usule ilişkin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede; İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, Altınşehir Mahallesi,1022 parsel numarasında kayıtlı 665,00 m2 taşınmazın Birsen Duruk adına kayıtlı iken 08/05/2008 tarihinde sahte vekalet ile oğlu İmdat Duruk’a satıldığı, 06/06/2008’de İmdat Duruk ‘un taşınmazı Turgay Gül isimli kişiye sattığı, 17.06.2008 tarihinde de davacının tapuda malik olarak kayıtlı gözüken Turgay Gül isimli kişiden bedelini ödeyerek satın aldığı, temeldeki satış işleminin sahte vekaletnameye dayalı olması ve satış işleminin yolsuz tescil niteliğinde bulunması nedeniyle hak sahibi Birsen Duruk tarafından açılan tapu iptal davası sonucu Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28.09.2012 tarih ve 2008/746 Esas, 2012/517 Karar sayılı ilamı ile davacı adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiği,hükmün Yargıtay aşamasından geçerek 16/10/2014 tarihinde kesinleştiği, bu olaya ilişkin Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturmada davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, akabinde Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ceza davasında davacının katılan sıfatı ile yer aldığı, yapılan yargılama sonunda 2013/98 Esas-2019/526 Karar sayılı ilamla İmdat Duruk isimli kişiye ceza verildiği ve bu kararında istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacının tapu sicilinin yanlış tutulmasından dolayı tapu müdürlüğüne izafeten Maliye hazinesine karşı zararının tazmini için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında; kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta; sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu itibarla yukarıda açıklandığı gibi sahtecilik yapılması nedeniyle, davacının yolsuz tescili bildiğine dair sunulmuş herhangi bir delil de bulunmadığına göre davacının uğradığı zarardan TMK’nın 1007. maddesi gereğince Devlet sorumludur.

Davanın açıklanan niteliğine göre; davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, husumetin Hazine yerine temsilcide yanılma sonucu Küçükçekmece Tapu Sicil Müdürlüğü'ne izafeten Maliye Hazinesi'ne yöneltildiği, davacının asıl dava etmek istediğinin, Hazine olduğu belirgin olup, temsilcide yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı Hazine yönünden ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması,

Doğru görülmemiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 20/01/2021 tarih ve 2020/1169 Esas - 2021/137 Karar sayılı hükmünün açıklanan nedenle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davacı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.815,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 15/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.