"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/899 E. - 2019/607 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş; bu karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/899 E. - 2019/607 K. sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki Afyonkarahisar İli, Merkez İlçesi, Salar Mahallesi 4727, 4730, 4731, 4732, 4733 ve 4735 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapıya aynı Kanunun 11/1-h maddesi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle; davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
1-)Dava konusu taşınmazlardan 4735 parselin kamulaştırmadan arta kalan ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A5) harfi ile gösterilen 185,05m2’lik kısmına imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılarak yapılaşma izni verilmeyeceğinin tespiti halinde bu bölümün tüm bedeline, kısıtlama getirildiğinin bildirilmesi halinde ise kullanım amacı, yüzölçümü, geometrik şekli ve kamulaştırmanın amacı nazara alınarak arta kalan kısımda belirlenen orandan daha fazla değer kaybı gerekip gerekmediği denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-)4735 parsel taşınmaz üzerinde bulunan yapı kıymet takdir raporunda 3-A grubunda ve 35 yaşında olduğu halde, hükme esas raporda 40 yaşında ve 2-B grubunda olduğunun belirtildiği ve Aşınma Paylarına İlişkin Oranları gösteren cetvel dikkate alınmadan %75 yıpranma payı kabul edilerek bedelinin tespit edildiği dikkate alındığında yapının grubu ve niteliği bakımından kıymet takdir raporu ve hükme esas alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından söz konusu yapıların iç ve dış özellikleri yeniden yapılacak keşifte ayrıntılı olarak incelenerek, varsa tüm eksik imalatlar ayrıntılı olarak belirlenip, buna göre yapı sınıfı ile eksik imalat oranı tespit edilmek suretiyle yapıya yeniden bedel belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu karar verilmesi,
3-)Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi'nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alınmaksızın davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Doğru olmadığı gibi;
4)Anayasa Mahkemesi'nin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas - 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
Davalılar vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda hükmün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.