"İçtihat Metni"
AHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekilleri tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava dilekçesinde, davacının dava konusu taşınmazını satın aldıktan sonra davalı ... yöneticiliğinin davacıdan ortak gider borcu adı altında bedeller talep ettiğini, talep edilen bu bedellere karşılık olarak davacının toplamda 4.000 TL ödeme yaptığını, davalı ... yöneticiliğinin daha sonra ortak gider konulu ihtarı ile davacının 15.300 TL daha davalı ... yöneticiliğinin banka hesabına para yatırdığını, alınan bu bedeller karşılığında ana gayrimenkulun bakım, onarım, güçlendirme veya korunmasına ilişkin olarak herhangi bir hizmetin yapılmadığının, bu nedenlerle ortak gider borcu adı altında alınan toplamda 19.300 TL'nin tahsil tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi istenilmiştir.
Mahkemece 02/02/2016 tarih 2015/929 Esas, 2016/135 Karar sayılı dosyasına davanın reddine kararı verildiği, davalı vekili tarafından dosya temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 12/04/2018 tarih 2017/2990 Esas, 2018/2898 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuşsa da, gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki;
Mahkemenin ilk kararı Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nce; Davacının dava konusu taşınmaza 01.08.2011 tarihinde malik olduğu anlaşılmakla, bu tarih sonrasında taşınmazda yapılan bakım, onarım, koruma, güçlendirme giderlerinden sorumlu olacağı açık olup varsa bu tarihten sonraki döneme ilişkin gider ödeme yükümlülükleri tespit edilerek bundan sorumlu tutulması, aksi taktirde 01.08.2011 tarihinden önce ve karar
tarihinde malik olanlardan alınan kararlardaki ücretin tahsili yoluna gidilmesi gerekirken anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi, mahkemece anılan ilkeler gereğince yönetim planı, kat malikleri kurulu kararları, işletme projeleri celbedilerek davacının ödemekle yükümlü olduğu giderlere ilişkin miktarlar tespit edilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiş, bozma dışına çıkılmıştır. Dava konusu taşınmazın eksik imalatlara ilişkin bir kısım ödemeler aldığı anlaşılmakla, yapılan imalatların davacının malik olduğu dönemde mi yoksa sonrası ya da öncesinde mi yapıldığının anlaşılamaması uyuşmazlık konusu olup, alınan site kat malikleri kurulu kararları, siteye ilişkin defter, evrak ve mali kayıtlar incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazalı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
HMK'nın 297. maddesine göre mahkemece verilen kararın hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve verilen karar ile iki tarafın leh ve aleyhine hükmedilen görev ve hakların gayet açık ve anlaşılır biçimde yazılması gerekmektedir. Kabule göre de hangi miktar üzerinden asıl alacak, işleyecek faiz türü ve zamanı belirtilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi, hükmün infaza elverişli olmamasından ötürü bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.