Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10069 E. 2023/2998 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırma bedelinin tespitinde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 25. maddesindeki ilan hükmünün gözetilmemesi, taşınmaz üzerindeki yapıların tespiti ve değerlendirilmesinde çelişkili raporlar bulunması ve eksik imalat indiriminin gerekçesinin açıklanmaması nedeniyle bozma kararı verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde tapuya kayıtlı 244 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tarım arazilerinin son derece kıymetli olduğu bir bölgede yer aldığını, davacı idarece satın alma için teklif edilen taşınmaz ve meyve ağaçlarına ilişkin bedellerin piyasa rayiç bedelinin çok altında olduğunu, dava konusu taşınmaz başında yapılacak keşif esnasında özellikle bölgedeki sulu tarım arazilerinden yılda iki kez ürün alındığının tespit edilmesi gerektiğini, gerçekçi olmaktan uzak veriler yerine uzman bilirkişinin arazinin yapısına, önemine, köyde yetiştirilen ürünlere ve bunlara ilişkin gerçek verim miktarları ile ürünlerin gerçek piyasa değerleri esas alınarak taşınmazın değerinin belirlenmesi gerektiğini, yapı ve eserlerin de niteliklerine göre gerçek değerlerinin hesaplanmasını talep ettiğini, ayrıca ekonomik anlamda çiftçinin tamamen toprağa bağlı oluşu, tarım arazilerinin azlığı ve nitelikleri dikkate alındığında yöreye uygun kapitalizasyon değerinin tespiti ile hesaplamanın buna göre yapılması gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara hisseleri oranında ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda kullanılan ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin Tarım ve Orman Bakanlığının Tarımsal Maliyet Sistemi (TAMSİS) veri tabanında yer almayan denetimden geçmemiş veriler olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, bu veriler ortalama değerleri içermediğinden yapılan hesaplama ile kamulaştırma bedelinin taşınmaz değerinden daha fazla hesaplandığını, 2016 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin geriye dönük son 5 yılın verilerinin ortalama üç kat üzerinde olduğunu, dava konusu taşınmaz büyük bir arazi olduğundan tamamında sebze ürünlerinin üretilmesi mümkün olmadığı gibi 500 m²den büyük arazilerde sebze münavebesinin uygulanabilmesi için hal faturalarının bulunması gerektiğini, taşınmazın kuru tarla vasfında olduğunu, bağ, badem ve dut gibi ürünler için sulu ve kuru olmak üzere iki farklı maliyet cetveli oluşturulması gerekirken, bu yönde herhangi bir ayrıma gidilmediğini, net gelir analizinde esas alınan verimlerde en az son üç ya da beş yılın ortalamasının alınması gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının % 8 alınması gerektiğini, kamu yararı kararının son ilan tarihindeki uydu fotoğraflarında görülmeyen ürün ve mütemmim cüzler için bilirkişilerce hesaplama yapıldığını, taşınmaz üzerindeki omca henüz verime yatma döneminde olduğundan, verim verme yaşına gelmeyen ağaçların değerlendirilmesinde kullanılan maliyet yönteminin kullanılması gerektiğini, yapı bedellerinin yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamı ekili olmadığı hâlde, tamamının bağ ve bahçe olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere ve mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirtmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlçe Tarım Müdürlüğünün verilerin esas alınması gerektiğini, İl Tarım Müdürlüğünün verilerini esas alıp karar verilmesinin hatalı olduğunu, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün vermiş olduğu iki yıllık münavebenin aksine mısır eklenmek suretiyle üç yıllık münavebe sisteminin uygulanmış olmasının hatalı olduğunu, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3 ünden fazla olamayacağını, İl ve ilçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin dosya içerisinde bulunan tarımsal ürünlere ilişkin veri cetvelleri arasındaki çelişki giderilerek hesaplama yapılması gerektiğini, dane mısıra ait yan ürün hesabının yapılmamış olmasının hatalı olduğunu, makul oranda objektif değer artışının uygulanması gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmazın sulu vasfında, kapitalizasyon faiz oranı %4 olarak uygulanmak suretiyle arazi yapısına uygun olarak buğday, buğday samanı, mısır ve sebze münavebesi alınarak net gelir yöntemine göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak dava tarihi itibarıyla davaya konu taşınmazın sonuç metrekare değerinin 29,86 TL/m² olarak tespit edilerek zemin üzerinde bulunan ağaçlara maktuen değer verilerek ve taşınmaz üzerinde bulunan yapılara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2016 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ fiyatlarından faydalanılarak, yapılar için yaş ve niteliklerine göre uygun yıpranma oranlarının uygulanmak suretiyle yapı değerinin hesaplanarak kamulaştırma değerinin belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçlara ise maktuen ve taşınmaz üzerindeki yapıya ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi yerindedir.

3. 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'un 25 inci maddesine eklenen son fıkrada “Baraj, sulama şebekeleri ve boru hatları, karayolu, demiryolu, liman ve havaalanı gibi gelecek yıllara sari büyük projelerde kamu yararı kararı kamulaştırılacak taşınmazların bulunduğu mahalle ve/veya köy muhtarlığında on beş gün süre ile asılmak suretiyle ilan edilir. Kamu yararı kararının ilan süresinin bitiminden itibaren, kamulaştırılacak taşınmazlar üzerine yapılan sabit tesisler ile dikilen ağaçların bedeli, kamulaştırma bedelinin tespitinde dikkate alınmaz. Taşınmazlardaki bu sınırlama ilan tarihinin bitiminden itibaren beş yılı geçemez.” hükmü yer almaktadır.

4. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, taşınmazın bulunduğu ... Mahallesinde 09.08.2011 tarihli olur onayı ile kamulaştırma kararı verildiği ve bu tarihten sonra, dava açılmadan önce 2942 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin son fıkrası uyarınca ilan yapıldığı anlaşılmakla;

a)Kamulaştırılan taşınmaz üzerine inşa edilen yapıların hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinden de yararlanılmak suretiyle, teknik analizleri yaptırılıp, gerektiğinde tanık anlatımlarından da faydalanılarak kesin olarak hangi tarihte (ay,gün ve yıl olarak) yapıldığı belirlenip, ilan tarihinden sonra yapıldıklarının tespiti halinde bedeline hükmedilmemesi,

b)İlan tarihinden önce yapıldıklarının tespiti halinde ise, kıymet takdir tutanağında ev için 111,94 m² %12 yıpranma payı,%10 eksik imalat, wc için 4,7 m², %12 yıpranma payı, % 20 eksik imalat, tandır için ise 5,7 m², %12 yıpranma payı uygulandığı, ancak yapılar hakkında bedel tespiti yapılmadığı, dosya içerisindeki ilk bilirkişi raporunda; idare tarafından herhangi bir tespit yapılmadığı, keşif esnasında tespit yapıldığı ve uydu görüntüsünde yapının mevcut olunmadığı ancak parsel içerisinde bağ evi niteliğinde yapı görünümü olduğu, tek katlı100 m² olarak ve yıpranma payının % 6 olarak tespit edildiği, 30.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise davacı idarece sadece 1 adet tandır tespiti var olduğu; ancak bilirkişilerce Z+1 katlı (50,85 m²+30m² toplam 80,85 m²) yapı tespit edildiği, uydu görüntüsünde de mevcut olduğu, %12 yıpranma payı uygulandığı ve 16,67 m² tandır için yıpranma payı %12 uygulandığı, tüm raporlar arasında yapıların tespiti ve alanları açısından çelişki olduğu dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapıların dosyada bulunan fotoğraflar ile uydu fotoğrafları esas alınarak kıymet takdir raporu ile hükme esas alınan raporlar arasındaki farklılıkların nedenleri de açıklanmak suretiyle ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi ayrıca dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yapı yönünden, kıymet takdir raporunda eksik imalatlar nedeniyle ev için %10, wc için %20 değer azalışı verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise yeterli gerekçe belirtilmeden eksik imalat oranı belirlenmediği anlaşıldığından kıymet takdir raporu ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasındaki eksik imalat konusunda çelişkinin de giderilmesi amacıyla ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.