Logo

5. Hukuk Dairesi2022/10134 E. 2023/708 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve sorumlu idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Özel parselasyon krokisi ve tapu kayıtları incelenmeden, taşınmaz başında keşif yapılmadan ve fiili taksim durumu tespit edilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idareler vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine, kamu düzeni ilkesi gereği İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu Gaziantep ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1176 ada 17 parsel sayılı taşınmaza davalı idareler tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen yol olarak el atıldığını, bu nedenle taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 20 metre üzeri yollardan idarelerinin sorumlu olduğunu, dava konusu taşınmazdan geçen yolların 20 metreden dar olduğundan sorumlu idarenin ilçe belediyesi olduğunu, uzlaşma prosedürünün dava şartı olduğunu ve öncelikle bu yolun tüketilmesi gerektiğini, davanın yasal koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın belediyelerinin encümeninin 18.05.2011 tarihli ve 520 sayılı kararı ile parselasyona tabi tutulduğunu ve parselasyon işleminin tapuya tescil edildiğini, davanın konusuz kaldığını, önce idarelerine başvurulması gerekirken doğrudan davanın açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile taşınmazda ana arterde kalan kısımda davacılara ait payların bedelinin Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığından; ara arterde kalan kısımda davacılara ait payların bedelinin ... Belediye Başkanlığından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak diğer davacıların paylarını da satın alan davacı ...’a verilmesine, bedeline hükmedilen payların tapusunun iptali ile sorumlu oldukları kısımların ilgili idare adına tesciline ve terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı ... vekili; taşınmazda kamulaştırma görevleri olmadığından davanın reddinin gerektiğini, arttırılan bedel bakımından faiz başlangıç tarihinin bedel artırım tarihi olarak alınmadığını, haciz şerhi olduğu halde takyidattan arındırılarak tescil hükmü kurulmadığını, reddedilen kısım olmasına rağmen davacı aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... vekili; hüküm kısmında davanın hangi sebepten ve hangi davalı yönünden kısmen reddine karar verildiğinin anlaşılamadığını, paydaşlar arasında fiili taksim durumunun oluştuğunu, davacıların/murislerinin muhtelif zamanlarda farklı şahıslara özel parselasyon kapsamında hisse satışları yaptıklarını, bu durumda yasal düzenleme ortaklık payı düşülerek kalan alan üzerinden hesaplama ve değerlendirme yapılmasının gerektiğini, düzenleme ortaklık payına düşen alan ve yol alanları gözetildiğinde davacının alacağının olamayacağını, davacının hisse satışları ile dava konusu taşınmazda kaçak yapılaşmaya bizzat sebebiyet verdiğini, davacının hissesinin yol olarak ayrılan kısımda kalmasının kendi kusuru olduğu,davanın içtihatlar doğrultusunda reddinin gerektiğini savunarak davanın reddini savunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin doğru olduğu, bu hususta davalı idare vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediği, mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek davalı idare vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine; ancak davacının tapu payının iptali yerine paya düşecek alanın tesciline karar verilmesi, yol olarak el atılan alanın terkini yönünde hüküm kurulmadığı, takyidatların hükmedilen bedele yansıtılması gerektiği, reddedilen kısım üzerinden davalı idareler lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttikleri takyidattan ari tescil ve kısmen ret nedeniyle lehlerine vekalet ücreti hükmedilmesi talepleri doğrultusunda karar verildiğinden istinaf taleplerinin reddinden bahsedilemeyeceğini, istinaf harcının taraflarına iadesi ile her iki idare için ayrı ayrı hüküm kurulduğundan ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun’un 26. maddesi

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Taraflardan ve ilgili Tapu Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmaza ait özel parselasyon krokisi olup olmadığı sorulup, var ise ilgili kroki ile belgeler ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının tüm tedavülleri getirtildikten sonra taşınmaz başında keşif yapılıp, özel parselasyon haritası zemine uygulanarak, tüm paydaşlar dinlenmek suretiyle taşınmazda fiili taksim yapılıp yapılmadığı fiili kullanım nedeniyle halihazırdaki yolun özel parselasyonda yol olarak bırakılıp bırakılmadığı, fiili taksim sonucu davacıya düşen yer belirlenip davalı idarelerin bu yöndeki itirazları değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.

5. Dosya kapsamındaki son tapu kaydına göre davacı ...’ın diğer davacıların paylarını satın alması sonucu adına iki ayrı pay olmasına rağmen M. Lami Birbilen ve M. Cesur Birbilen halen tapuda paydaşmış gibi tescil hükmü kurulması doğru değildir.

6. Her bir davalının sorumlu olduğu kısım yönünden ayrı ayrı tazminata hükmedildiğinden her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmelidir.

7. Kabule göre de; davalı ... vekilinin istinaf itirazlarının bir kısmı karşılandığı halde istinaf itirazlarının esastan reddi ile istinaf harcından sorumlu tutulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1. Davalı idareler vekillerinin temyiz itirazlarının KABULÜNE,

2. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı idarelerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.