"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, eski 550 parsel yeni 127 ada 29 parsel sayılı taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, davalı tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması davası açıldığını, kamulaştırmanın kesinleştiğini; ancak davalı tarafça tapuda ferağ verilmediğini, dava konusu taşınmazın davalılar murisi adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul ettiklerini; ancak yargılama gideri ve vekâlet ücreti talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmazın davalılar murisi adına kayıtlı bulunan tapusunun iptali ile davacı idare adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'un mülgâ 17 nci maddesine dayalı tescil davasında, mahkemenin kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ancak lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, iş bu davanın kamulaştırma bedelinin tespiti davası olmayıp 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesine dayalı tescil davası olduğunu, 1990'lı yıllarda yapılan kamulaştırmalar sonrasında davalılar veya murisleri tarafından kamulaştırma bedellerini almış olmalarına ve aradan yıllar geçmiş olmasına karşın tapuda ... lehine ferağ verilmediğinden taşınmazın tescilinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiğini belirterek mahkeme kararının düzeltilmesine, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, eski 550 parsel yeni 127 ada 29 parsel sayılı davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazın dava konusu edildiği, taşınmazın davacı idare tarafından kamulaştırılmış olduğu, kamulaştırma işleminin davalılar murisine 22.11.1996 tarihinde birlikte sakin Nazım Kurubacak’a Noter aracılığıyla tebliğ edildiği, davalılar murisi ...'ın dava konusu taşınmaza ilişkin Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/817 Esas sayılı dosyasında tezyidi bedel davasını açtığı, verilen kararla kamulaştırma bedelinin 925.274.000 ETL arttırılarak 1.018.799.000 ETL'ye yükseltildiği, kararın davalı idare vekilinin temyizi üzerine onandığı ve tespit edilen bedelin davalılar murisine ödendiği anlaşıldığından ve davalılar vekilinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 310 uncu maddesi gereği davayı kabul ettiği de dikkate alınarak davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2542 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesine dayalı tescil davasının şartları oluştuğundan kabulüne karar verilmesine rağmen idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür .
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un “Tapulu taşınmaz mallarda tescil” kenar başlıklı (mülga 24/4/2001 - 4650/21 md.) 17 nci maddesi şöyledir;
“Tebliğ edilen kamulaştırma işlemine karşı idari ve adli yargıya başvurulmadığı veya bu konuda açılan davaların kesin olarak sonuçlandığı ancak taşınmaz mal sahibinin ferağ vermediği hallerde, takdir edilen ve artırılan bedelin tamamı milli bankalardan birine yatırılarak makbuzu ilgili belge örnekleriyle birlikte mahkemeye verilir. Mahkeme iki tarafı derhal davet ederek, gelmemeleri halinde gıyaplarında, belgeleri inceleyerek, kamulaştırma usulüne uygun şekilde tamamlanmış ise, taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tesciline karar verir ve tapu dairesine bildirir.
Kamulaştırması yapılan taşınmaz mal tahsis edildiği kamu hizmeti itibarıyla sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde sicil kaydının terkinine karar verilir.
Bu tescil ve terkin işlemi sırasında mal sahiplerinin bu taşınmaz mal nedeniyle vergi ilişkisi aranmaz. Ancak, ilgili tapu dairesi durumu vergi dairesine bildirir.
Bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir.”
3. 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Ana Kanun’a işlenemeyen, 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi ile eklenen Geçici Madde 1 inci maddesi şöyledir:
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kamulaştırma kararı alınmış ancak henüz tebligata çıkarılmamış kamulaştırmalarda bu Kanun hükümleri, diğerlerinde önceki hükümler uygulanır.”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, eski 582 parsel yeni 127 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için davacı idare tarafından usulüne uygun noter tebligatının yapıldığı, davalı tarafından açılan tezyidi bedel davası sonucu artırılan bedelin de ödendiği anlaşıldığından ve davalı vekilinin 6100 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesi gereği davayı kabul ettiği de dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği davalıların davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasından önce davalıların talep sonucunu kabul etmiş olması nedeniyle davacı kurum lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.