Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11080 E. 2023/1330 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin yetersiz olduğu iddiasıyla açılan artırım davasında, davacılara intikal eden miras paylarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve davalı idarenin idari başvuru yoluna ilişkin itirazının değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin önceki bozma kararında belirtilen hususlara uygun olarak miras paylarının hesaplandığı, davalı idarenin idari yargı yoluna başvurulması gerektiği yönündeki itirazının ise bozma öncesi ileri sürülmüş olması ve bozma ile kesinleşen hususlar hakkında tekrar inceleme yapılamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Asıl davada kabul birleştirilen davada kısmen kabul

Taraflar arasında görülen kamulaştırma bedelinin arttırılmasına ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisine ait olan Hatay ili, ... ilçesi, 72 (ifrazla: 2266 ada 9) ve 78 parsel sayılı taşınmazların davacılara tebligat yapılmadan kamulaştırıldığını, idarece belirlenen bedelin çok düşük olduğunu belirterek bedelin artırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde tebligat yapılmadığının belirtildiğini, tebligat yapılmadan kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmayacağını dolayısıyla davacıların kamulaştırma bedelinin artırılması davası açmaya hakkı olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.09.2014 tarihli ve 2011/164 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında emsal olarak değerlendirilen taşınmazların üzerinde bulunan yapılar ile birlikte satıldığı anlaşıldığından yapı bedellerinin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının satış yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyet Fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülmek suretiyle hesaplanıp, satış bedelinden düşüldükten sonra arsa zemin bedeli tespit edilerek değerlendirme yapılması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile bedel tespit eden ve ... Belediye Başkanlığının 12.05.2016 tarihli yazısında 72 parselin ham kadastro parseli olduğu belirtilmişse de tapu kütük sayfalarının incelenmesinde söz konusu taşınmazın imar uygulaması sebebi ile 2266 ada 9 parsel olarak kayıt görmüş olduğu anlaşılmakla bu husustaki çelişki giderilmeden emsali kadastral parsel kabul eden elverişsiz rapora göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kabule göre ise dava dilekçesinde faiz talep edildiği halde faize hükmedilmemesi ve istem gibi karar verilmesi gerekirken kabul şekline göre istemi aşarak hüküm kurulması gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazlara asıl dava tarihi itibarıyla 179,62 TL/m², birleştirilen dava tarihi itibarıyla 183,20 TL/m² belirlendiği hâlde, davacıların paylarına düşen bedelin hesaplamasında tersi olacak şekilde asıl dava için 183,20 TL/m², birleştirilen dava için 179,62 TL/m² esas alınarak hesaplama yapılması doğru olmadığı gibi asıl davada, muris ...'ın 11.01.2000 tarihinde vefatı ile geride eşi ... ile çocuklarının kaldığı, ...'ın da 12.05.2007 tarihinde vefatı ile geride mirasçıları olarak sadece çocuklarının kaldığı gözetilmek suretiyle davacıların muris ...'tan gelen mirasçılık payları 1/8'er oranda kabul edilerek hesaplama yapılmışsa da; dava konusu taşınmazlarda pay sahibi muris ...'tan intikal eden 1/4 oranındaki miras payının eşi ... tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması istemi ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/318 Esas, 2010/62 Karar (bozma öncesi 2000/1205 Esas, 2008/229 Karar) sayılı dosyasında dava konusu yapıldığı ve bedeline hükmedildiği, kararın Kapatılan Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 11.05.2010 tarihli ve 2010/4503 Esas, 2010/7357 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği ve 11.10.2010 tarihli ve 2010/9336 Esas, 2010/12896 Karar sayılı kararı ile davalı idare vekilince yapılan karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlasıldığından, dava konusu taşınmazlarda pay sahibi ...'tan, mirasçısı ...'a intikal eden hissesinin eldeki dosyada çocuklarına paylaştırılmak suretiyle dava konusu yapılmaması gerektiği gözetilerek muris ...'tan asıl davada davacılara intikal eden hisselerin toplamı 18/32 oranında kabulü ile hesaplama yapılması gerektiğinden ve birleştirilen davada, dava konusu taşınmazlarda sadece muris ...'e ait hisse dava konusu yapıldığı halde talep aşılmak suretiyle dava konusu taşınmazlarda davacılardan Abdurrahman Pek, ... ve Nuri Pek'e kök muristen bizzat kendilerine intikal eden hisseleri ile birlikte, yine dava konusu taşınmazlarda kök muristen ölü ...'e intikal eden hisseden davacılar ..., ..., ... ve Fatma Pek'e düşen mirasçılık paylarını da kapsar şekilde hesaplama yapılarak fazlaya hükmedilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek mahkemece verilen hüküm bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kabulüne ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kamu yararı kararına istinaden kamulaştırıldığını, öncelikle idareye başvurulması gerekirken bu şartın yerine getirilmediğini, dava konusu taşınmaza el atıldığı tarihteki niteliğine göre değer biçilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki davacılar ile davalı idare arasında kamulaştırma bedelinin artırılması hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile değiştirilen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14 üncü maddesi şöyledir. ''Kamulaştırılacak taşınmaz malın sahibi, zilyedi ve diğer ilgililer noter veya köy ihtiyar kurulu aracılığıyla yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere gazete ile yapılan ilan tarihinden veya köy odasına asılmak suretiyle yapılan ilan süresinin bitiminden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda ve takdir olunan bedel ile maddî hatalara karşı da adli yargıda dava açabilirler.''

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece bozma ilamına uyularak ve Dairemizin son bozma ilamı esas alınarak araştırma ve inceleme yapılmıştır.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı idarenin aynı temyiz sebeplerini Dairemizin bozma ilamı öncesinde sunduğu dilekçelerinde belirttiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

16.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.