"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4177 ada 67 parsel sayılı taşınmazın asfalt ve stabilize yol yapılarak kamulaştırmasız olarak el atıldığını, imarda yol ve kent parkı alanında olduğunu belirterek taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kanun gereği uzlaşma yolu tüketilmeden dava açıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın ana arterde olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açmadan önce uzlaşma yoluna gitmesi gerektiğini, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın Bursa Büyükşehir Belediyesinin kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli Kent Parkı Koruma Amaçlı İmar Planı kapsamında 1. Derecede Doğal Sit Alanında, kent parkı alanında kaldığının belirlendiğini, bu kısmın da Bursa Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluğunda bulunduğunu, dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarının açtığı dava ile bu dosyanın birleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.09.2012 tarihli ve 2011/612 Esas, 2012/588 Karar sayılı kararı ile idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaza kısmen yol olarak el atıldığı, kalan kısmın da imar planında kent parkı alanı olarak ayrıldığı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı uyarınca taşınmazın aynına ilişkin bu tür davaların adli yargıda görülmesi gerektiğinden, ayrıca, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 tarihli ve 2010/5 Esas, 662/651 Karar sayılı kararı uyarınca imar planında yol, park, okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine ilişkin karar da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmesi lüzumlu olduğundan sorumlu idare belirlenip, taşınmaza kısmen el atılmakla projenin bütünlüğü gereği tamamına el atılmış sayılacağı, bu durumda taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin bozma ilamına karşı süresi içinde ... karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
4. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; sadece fiilen el atılan idare belirlenerek bu kısım için hüküm kurulması gerektiği, 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi gereği kent parkı alanında kalan kısma ilişkin davada idari yargının görevli olduğu belirtilerek karar düzeltme talebinin kabulüne mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.03.2014 tarihli ve 2014/80 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazda fiili el atma bulunmadığı, idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 20.03.2014 tarihli ve 2014/80 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; fiilen el atıldığı tespit edilen 139,86 m² kısım yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Karşı Verilen Karar
Mahkemenin 04.11.2015 tarihli ve 2015/341 Esas, 2015/451 Karar sayılı kararı ile önceki kararda direnilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılan inceleme sonucu; direnmenin yerinde olmadığından bahisle mahkeme kararı bozulmuştur.
F. Mahkmenin Üçüncü Bozma Üzerine Verdiği Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerek fiilen el atılan gerekse kent parkı alanında kalan kısımlardaki davacılar payının karşılığına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; metrekare değerinin yüksek belirlendiğini, dava dilekçesindeki talebi aşar şekilde bedele hükmedildiğini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki tüm imar planlarının yürütülmesini durdurduğunu ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; idareleri tarafından el atma yapılmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, uygun emsal incelemesi yapılmadığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesinin gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki davacılar ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesi şöyledir: “(Ek: 20/8/2016-6745/33 md.) Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya safahatındaki bozma ilamları da gözetilerek kısmen fiilen el atılan, imar planında kent parkı alanında olan dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması yapılarak, Yargıtay denetiminden geçen paydaş dosyaları ve aynı kent parkı alanında kalan komşu parsellere ait dosyaları ve güncel mevzuat da gözetilerek yazılı şekilde davacılar payına düşen bedele hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava konusu taşınmaza ilişkin imar uygulamasının durdurulduğuna dair yeterli belge dosya kapsamına kazandırılmadığından, üstelik Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait internet sitesinde kent parkı projesi tamamlanmış projeler içinde sunulduğundan idarenin bu yöndeki itirazlarına da itibar edilmemiştir.
4. Davacı ... vefat edip mirasçısı ... davacı olarak davayı takip ettiğinden ve tapuda pay intikali de sağlandığından ...’nın paydaş olduğu gözetilmeden infazda tereddüt uyandıracak şekilde ... payının iptaline karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idareler vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile mahkemenin hüküm fıkrasında yer alan “davacı (müteveffa) Gevherten” ve “davacı (müteveffa) Cevherten” ibarelerinin çıkarılmasına, yerine “Kemal” adının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idarelerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.