Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11278 E. 2023/1038 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tapu terkinine ilişkin davada, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan teknik bir hatanın düzeltilmesi gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararında, kamulaştırılan taşınmazın tamamı kamulaştırıldığı halde, hüküm fıkrasında fen raporunda belirtilen parsel numaralarının tamamının yazılmamış olması teknik bir hata olarak değerlendirilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddi ile kamu düzeni uyarınca İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.06.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı idare vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra verilen geri çevirme kararı üzerine gelen dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 298 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunu, tarım arazisi olarak değerlendirilmesi durumunda sulu tarım arazisi olarak kabulü ile kapitalizasyon faiz oranının %3 alınması gerektiğini, taşınmazın konumu itibarıyla objektif değer artışı uygulanmasını, taşınmaz üzerindeki mütemmim cüzlerin eksik ve değerlerinin düşük belirlendiğini, arta kalan alan yönünden ise değer azalışının %50' nin üzerinde değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın acele el koyma dosyasında kuru tarım arazisi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise dere kenarında olduğu belirtilerek sulu tarım arazisi olarak değerlendirildiğini ancak derenin yıl boyunca sulama yapabilecek kapasitede olup olmadığı hakkında bilgi verilmediğini, gerekçe gösterilmeden sulu tarım arazisi kabul edilerek değerinin gerçek dışı arttırıldığını, kuru tarım arazisi vasfında olduğundan kapitalizasyon faiz oranının %4 alınmasının hatalı olduğunu, üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ten fazla olamayacağı yönündeki görüşün yanlış olduğunu, objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olmadığını, ayrıca davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; münavebe ürünlerinin ortalamasının hatalı alındığını, münavebe ürün deseninin bir kısım dosyalarda alınan münavebe ürünlerine göre çelişkili olduğunu, sulu tarım arazisi kuru tarım ürünleri ile değerlendirildiğini, üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ü olarak alınmadığını, aynı bölgedeki taşınmazlar farklı münavebe ürünleriyle değerlendirilerek fahiş fiyat farkı oluştuğunu, objektif değer artış oranının yetersiz olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %3 alınmasını, bilirkişilerin ilçe tarım ve orman müdürlüğünde alt-üst ilişkisi içinde görev yapan kişilerden seçilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece cevap dilekçesinde belirtilen deliller toplanmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sulu arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığını, sulu arazi olarak uygulanan kapitalizasyon faizi oranının yerinde olduğunu, bilirkişi raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerin bölgenin münavebe yapısı ve resmi tarım verileri ile uyumlu olduğunu, ilçe tarım verilerinde belirtilen masraflarla ekonomik tarım yapılamayacağından üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak, 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli 2018/104-2020/39 sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanunu'nun 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının; kısmen iptaline karar verilmiş olup, Anayasa Mahkemesinin yukarıda açıklanan kararı esas alınarak kamulaştırma bedelinin davalıya nemaları ile birlikte derhâl ödenmesine ve istinaf karar tarihinde ödenebilir hâle gelmesi sebebiyle fark bedele dava tarihini takip eden 4 üncü ayın bitimi tarihinden istinaf karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ilişkin hüküm fıkrasının kamu düzeni gereğince düzeltilmesi gerektiği belirtilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; net gelirin yüksek hesaplandığını, yapılan hesaplamanın resmi verilerle örtüşmediğini, verim ve fiyat yüksek, üretim giderlerinin ise düşük alındığını, üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ü alınmasının yerinde olmadığını, aksi taktirde resmi verilerin hiçbir öneminin kalmayacağını, objektif değer artış oranın yüksek belirlendiğini, müvekkil idare lehine vekâlet ücreti taktir edilmemesinin de yerinde olmadığı ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi, adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce hazırlanan cetvelde sayılan münavebe ürünlerinin alındığı gibi belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz ve objektif değer artışının da uygun olduğu görülmüştür.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı vekilin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Hükme esas alınan fen raporunda dava konusu taşınmazın tamamı B ve B1 ile gösterildiği ve taşınmazın tamamı kamulaştırıldığı hâlde hükümde fen raporunda B ile gösterilen kısmın tapusunun iptali ile yol olarak terkini şeklinde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idarenin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (C) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "B" harfinden sonra gelmek üzer “B1” ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacı idare vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına,

Davalıdan peşin alınan harcın Hazineye irad kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.