Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11279 E. 2023/2144 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili davasında, taşınmazın tamamına el atılıp atılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bir kısmında bulunan ve davacı tarafından kiraya verildiği anlaşılan hamam nedeniyle, bu kısmın hangi idare lehine kamuya özgülendiği ve davacıların tasarruflarının kısıtlanıp kısıtlanmadığının tespit edilmemesi gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 184 ada 87 parsel sayılı taşınmazın imar planında yol ve sosyal tesis alanlarında kaldığını ve yol olarak fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığını, fiilen el atılmadığı belirtilen kısımlar için idari yargıda dava açılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın kadastro parseli olduğunu ve düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılacağınının gözetilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile taleple bağlı kalınarak davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle;; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın fiilen el atıldığı ileri sürülen kısımlarında belediye tarafından herhangi bir imalat gerçekleştirilmediğini, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, dava konusu taşınmazdaki hamamı davacıların kiraya vererek işlettiğini, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde hukuken hata yapılmadığı gibi dava konusu gayrimenkulün imar planında konut alanında ve yol alanı şeklinde tescil edilmiş olması, proje bütünlüğü bağlamında el atılmayan kısımlarda da davalı idarenin sorumlu olması gerektiği belirtilerek davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi ile 26.11.2020 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 7421 sayılı Kanun'un 2 inci maddesi ile Ek Madde-1 inci maddesi “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile) (Ek cümle:16/11/2022-7421/3 md.) Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür. ” şeklinde düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki (4) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

3. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde-1 inci maddesi gereği adli yargı görevli olduğu gibi, dava konusu taşınmaza 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığına dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığından bu dosya açısından uzlaşmanın dava şartı olduğundan bahsedilemez.

4.Buna karşın dosyadaki belgelerin incelenmesinden; dava konusu taşınmazın fiilen el atılan 418,18 m² kısmından arta kalan, imarda sosyal tesis alanında kalan bölümünün 981,83 m² kısmında "... Hamamı" isimli bir hamam bulunduğu ve burası için dava dışı özel kişi adına düzenlenmiş işletme ruhsatı bulunduğu anlaşıldığından, bu işletme kiraya verildi ise kira kontratı getirtilip, işletmecisi tanık sıfatı ile dinlenip, bu kısmın hangi idare lehine kamuya özgülendiği ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra davacıların fiili el atılan ksımdan arta kalan bölümde tasarrufunun kısıtlanıp kısıtlanmadığı net olarak tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyayı kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.