"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıların başvurularının ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; imar planında "terminal yeri" olarak ayrılan, davalı ... tarafından itfaiye müfreze alanı olarak kullanılan müvekkillerine ait taşınmazlara fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz fiilen ... Belediyesi tarafından depo ve araç parkı alanı olarak kullanılmakta olup müvekkili idarece kamulaştırmasız el atıldığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, öte yandan müvekkili idarenin 31.03.2014 tarihinden itibaren büyükşehir belediyesine dönüştüğü ve bu tarih öncesinde de davaya konu parsele fiilen el atmasının mümkün olamayacağını, anılan tarihten sonra dava konusu taşınmazın görev, yetki ve sorumluluğunun müvekkili idareye devredilmediğini, dava konusu parselin davacılar adına sehven tescil edildiğini, dava sonucu hükmedilecek bedele kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz işletilmesi talebinin reddi gerektiğini, kamulaştırmasız el atıldığı iddia edilen taşınmaz arsa vasfında olduğundan bedelin tespitinde emsal taşınmazların satış bedelleri ve emlak vergisi değerlerinin dikkate alınması gerektiğini, davanın ... Belediye Başkanlığına ihbarının gerektiğini, harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğini belirtmiştir.
2. İhbar olunan ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın taraflarına ihbarda bulunulmasının dayanaksız olduğunu, yasa gereği dava konusu yer üzerindeki yetki ve sorumluluğun Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığında olup müvekkilinin bir yetki ve sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne tazminat bedelinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarenin dava konusu taşınmaza el atma tarihi 04.11.1983 tarihinden çok sonra olmasına rağmen mahkemece dava konusu olmayan komşu 607 ada 3 parsel sayılı taşınmazın üzerine yapılan binaların el atma tarihi, dava konusu taşınmaza el atma tarihi kabul edilerek harç ve vekalet ücretinin maktu belirlenmesinin hatalı olduğunu, ilgili kısımların kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun’un 1 inci maddesine istinaden 31.03.2014 tarihinden itibaren müvekkil idarenin büyükşehir belediyesi statüsüne kavuştuğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere taşınmaz üzerinde bulunan yapıların 31.03.2014 tarihinden önce de taşınmaz üzerinde yer aldığının tespit edildiğini, bu nedenle dava konusu taşınmaza müvekkil idare tarafından el atılmasının mümkün olmadığını, ayrıca 11.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taşınmazdaki yapıların fiilen ... Belediyesi tarafından depo ve araç parkı alanı olarak kullanıldığını, taşınmaza İtfaiye Müfreze alanı veya başka şekillerde müvekkil idarece el atılmadığını, bu durumda 670 ada 3 parselin ... İtfaiye Müfreze alanı, dava konusu 670 ada 1 parselin ise ... tarafından depo ve araç parkı olarak kullanıldığını, dava konusu taşınmaz ile emsalin emlak rayiç değerleri karşılaştırılmadan değer tespiti yapılmasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsalin eksik ve üstün yönlerinin tartışılmadığını, emsallerin deniz kenarından ve yazlık konutların yer aldığı bölgelerden seçilmesi nedeniyle taşınmazın değerinin yüksek tespit edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza kamulaştırma işlemleri yapılmaksızın itfaiye binası yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında terminal alanında kaldığının sabit olduğunu, 5216 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinin (L) bendine göre terminal alanlarının sorumluluğu, (U) bendine göre ise itfaiye hizmetlerinin sorumluluğu büyükşehir belediyelerine ait olup, davalı tarafın husumete yönelik itirazının yerinde olmadığını, arsa niteliğindeki taşınmaza; dava tarihinden öncesine ait özel amacı olmayan taşınmaz satışı esas alarak, emsal incelemesi yöntemine göre değer biçilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığını; ancak yazı cevaplarına göre itfaiye binasının 2009 yılında hizmet binası olarak kullanılmaya başlandığı gözetildiğinde el atmanın 1983 sonrasında olduğu kabul edilmekle birlikte, maktu vekâlet ücretiyle harca hükmedilmesinin doğru bulunmadığı anlaşıldığından harç ve vekâlet ücretinin nispi olması gerektiğinden davacıların istinaf başvurularının kabulü ile hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca dava konusu taşınmazın yolsuz tescil ile davacılar adına kaydının yapıldığını, kök bilirkişi raporunda m² birim değeri 271,00 TL olarak belirlendiği hâlde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda m² birim değerinin 549,00 TL olarak belirlenmesi karşısında, iki bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Balıkesir ili, ... ilçesi, ... köyü 607 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... Başkanlığından aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.