Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11402 E. 2023/4370 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle Hazineye karşı açılan tazminat davasında, hacizli alacaklıların icra mahkemesinden aldıkları yetkiyle 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi ve 2004 sayılı Kanun'un 120/2. maddesi uyarınca dava açıp açamayacakları.

Gerekçe ve Sonuç: Hacizli alacaklının, borçlusunun tapu iptali nedeniyle Hazine'ye karşı açacağı tazminat davası niteliğindeki alacağının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 120/2. maddesi kapsamında "ödeme yerine alacakların devri" hükümlerine tabi olup olmadığı ve bu kapsamda dava açılabilmesi için diğer alacaklıların muvafakatinin gerekliliğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar ... Pazarlama Dış Ticaret Anonim Şirketi ve ... asıl dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 530 parsel sayılı taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini, hisseli maliki olan ... hakkında açılan icra takibine istinaden taşınmaz üzerindeki hacze ilişkin, icra mahkemesinden alınan yetki ile taşınmaz malikinin borcuna karşılık uğradıkları zararın tazminini talep etmişlerdir.

2. Davacı ... birleştirilen dosyanın dava dilekçesinde özetle; maliki olduğu ... ili ... ilçesi ... köyü 530 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiğini ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; idari başvurular yapılmadan davaların açıldığını, hukuki değerini yitirmiş tapuya dayanarak tazminat talep edilemeyeceği gibi zamanaşımının da dolduğunu, Hazinenin kusurlu ya da kusursuz sorumluluğunun olmadığını belirterek asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile taşınmaz bedelinin iptal edilen tapu kaydının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Maliye Hazinesinden tahsili ile asıl ve birleştirilen dava davacılarına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davalı idarenin husumet ehliyeti olmadığını, dava konusu taşınmazın orman vasfında olduğu için arsa niteliğinde değerlendirilemeyeceğini, tapu kaydına şerhin konulmasından itibaren zamanaşımı süresinin dolduğunu, emsal olarak alınan taşınmazın değerlendirilmede uygun olmadığını, belirlenen bedelin fahiş olduğunu ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, Hazine aleyhinde nispi vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın belediyeden gelen yazı cevabı ve parsel sorgu sistemindeki konumu değerlendirildiğinde arsa niteliğinde kabul edilerek, tespit edilen bedelin tapu iptali ve tescil davasının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı ... vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’un (2004 sayılı Kanun) “Ödeme yerine alacakların devri’’ başlıklı 120 nci maddesinin ikinci fıkrası

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 530 parsel sayılı, 13.280,00 m² yüzölçümlü taşınmazı tapu malikleri 31.08.1987 tarihinde şerhsiz olarak satın almıştır. Tapu maliklerinin Orman Genel Müdürlüğüne karşı açtığı orman kadastrosuna itiraz davası sonucunda ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/358 Esas, 2015/67 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, bu karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2017/8397 Esas, 2018/2812 Karar sayılı kararı ile kanun yolu incelemesinden geçerek 15.05.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Asıl dava 15.10.2018 tarihinde, birleştirilen dava ise 23.11.2018 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır.

3. Birleştirilen dava yönünden; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 Sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı ... Hazinesinden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Buna karşın; asıl dava davacıları yönünden yapılan incelemede, ... Pazarlama ve Dış Ticaret Anonim Şirketi ve ... tarafından dava konusu taşınmazın maliki ...’nın payına 27.03.2014 tarihinde haciz konulduğunu, dava konusu taşınmazın tapusunun orman vasfıyla iptal edilerek Maliye Hazinesine tescili neticesinde, ... payına konulan hacizlerin hükümsüz hale geldiğini, bunun üzerine Adana 14. İcra Dairesinin 2014/2745 Esas sayılı dosyasına istinaden 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci ve 2004 sayılı Kanun’un 120 nci maddesinin ikinci fıkrasına istinaden alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere dava açması yönünde yetki verilerek 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesine dayanarak açılan tazminat davasında, Borçlunun 3. Kişilerdeki (örneğin kira alacağı, işçi ve memurların ücret alacakları, banka teminat mektuplarından doğan alacak vb.) müstakbel alacaklarının haczi 2004 sayılı Kanun’un 355 inci ve 356 ıncı madde hükümlerine tabi olarak mümkün olmakla birlikte, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.02.2019 tarihli ve 2017/369 Esas, 2019/130 Karar) borçlunun 1007 nci maddesi gereğince açacağı dava sonucu Maliye Hazinesinden alacağının müstakbel alacak niteliğinde olup olmadığı ve 2004 sayılı Kanun’un 120 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında ‘‘ödeme yerine alacakların devri’’ne ilişkin, borçlunun 3. kişideki alacağının tahsili amacıyla dava açabilmesi için alacaklılarının muvafakatinin alınmasının gerekliliği gözetildiğinde, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi kapsamındaki tazminat alacağının niteliği ile 2004 sayılı Kanun’un 120 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında davacı alacaklıların dava açma yetkisinin değerlendirilerek sonucuna hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Hazinenin Birleştirilen 2018/647 Esas Sayılı Dosyaya İlişkin Temyizi Yönünden;

Davalı ... Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan birleştirilen dava kararının ONANMASINA,

B. Davalı Hazinenin Asıl Davaya İlişkin Temyizi Yönünden;

1. Davalı ... Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesinin asıl dava kararının BOZULMASINA,

DavalıHazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.