Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11531 E. 2023/1973 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması neticesinde bedele dönüştürülen taşınmaz payının karşılığının yetersiz olduğu iddiasıyla açılan bedel artırım davasında, davalı idarenin yaptığı ödemenin miktarı ve davacının bu bedeli tahsil edip etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bedel tespitinde kullanılan yöntemin ve hesaplanan miktarın doğru olduğu, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, davalı idarenin iddia ettiği iptal kararının davacı yönünden bağlayıcı olmadığı ve davalı idarece ödeme yapıldığına dair bir belge sunulmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1175 ada 104 parsel sayılı taşınmazda 07.02.1994 tarihinde tapuya tescil edilen imar uygulaması ile payının bedele dönüştüğünü, şuyulandırma tarihi itibarıyla belirlenecek bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; ... Belediye Başkanlığı Encümen Kararı'nın uygulanmasına ilişkin bir değer arttırım talebi söz konusu olup hukuki el atma mevcut olduğundan davanın idari yargıda açılması gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın 1975 yılından bu yana tamamının 1. Boğaz Köprüsü- ... Bağlantı Yolu kamulaştırma sahasında kaldığını, bedel arttırım talebinin zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, bedele dönüştürülen taşınmaza Kaymakamlık tarafından oluşturulan komisyonun değer takdir ettiğini, imar uygulamasına ilişkin iş ve işlemler Çevre,Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca gerçekleştirildiğinden davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 28.12.2020 tarihli fen bilirkişi raporunda; dava dilekçesinde parsel numarası 104 olarak yazılmakla 1175 ada 104 parsel sayılı taşınmazın Karayolları kamulaştırma alanında kaldığı, herhangi bir imar uygulaması yapılmamış aktif parsel olduğu, aynı ada 105 ve 106 parsel sayılı taşınmazlarda ıslah imar planı uygulaması yapılmış olup 105 ve 106 parsel sayılı taşınmazların dava konusu olması gerektiği belirtilmiş olup taraflarca bilirkişi raporuna bu hususa ilişkin itiraz edilmeyerek yargılamaya 1175 ada 105 ve 106 parseller yönünden devam olunmuş, davanın kabulü ile 829.916,15 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların mirasçı sıfatıyla bedeli almak için idareye başvurduklarını, davalı idarenin bu başvuru üzerine ödeme emri düzenlediğini ve çekişmesiz bedeli öğrenen ve bu bedele itiraz etmeyen davacıların 1996 yılında bedeli tahsil ettikleri dikkate alınmadan ve ödemeye ilişkin itiraz ve delilleri değerlendirilmeden şuyulandırma bedeli artırılarak mükerrer ödemeye sebebiyet verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmesi yöntem olarak doğru olduğu gibi, taşınmazın tespit edilen değerinin de uygun olduğu, davacı tarafa idarece yapılmış bir ödeme olmadığı, ipotek bedel artırım davalarında hak düşürücü süresinin söz konusu olmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca ...-... Mahallelerini kapsayan 21.12.1993 tarihli Encümen kararı ile onaylanan şuyulandırma işlemine karşı idare mahkemesinde dava açıldığını ve Danıştay 6. Dairesinin 2019/15500 Esas sayılı kararıyla onanarak encümen kararının iptal edildiğini ve davacıların alacaklandırma işleminin hukuk aleminden kalktığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca Riskli Alan ilan edilmesi nedeniyle pasif husumet ehliyetinin sona erdiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına idarece takdir edilen karşılığın arttırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.3194 sayılı İmar Kanun'un 17/son maddesi.

3.6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 12 nci maddesi.

4.2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Davalı idare vekili tarafından 21.12.1993 tarihli Encümen kararı ile onaylanan şuyulandırma işlemine karşı idare mahkemesinde dava açıldığı ve Danıştay 6. Dairesinin 2019/15500 Esas sayılı kararıyla onanarak encümen kararının iptal edildiği ileri sürülmüş ise de; iptal kararı dava açan kişi yönünden bağlayıcı olup belirtilen iptal kararında davacının dava dışı ... olduğu anlaşılmış olup bu husustaki temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

4. Davalı idarece, davacılara ödeme yapıldığı iddia edilmiş ise de bu hususta bir belge sunulmamış olup ödendiği iddia edilen toplam 20,75 TL (20.750.527,00 ETL) mahsup edilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğrudur.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.