"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hisseli malik olduğu, Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3887 ada 21 parsel numaralı taşınmazdaki hissesine davalı idarenin yol olarak el attığını belirterek taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza ilişkin başkaca hissedarlar tarafından da dava ikame edildiğini, söz konusu davalarda özel parselasyon planına göre hüküm verildiğini, özel parselasyon olup olmadığı ve hissedarların kullanımına ayrılmış alanların olup olmadığının araştırılması gerektiğini, özel parsellerin kullanım alanlarının, parsel sahiplerinin tapu kaydındaki hisse miktarları ile eşit olmadığını, özel parsellerin yol paylarının bulunduğunu ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazdaki davacı payının karşılığına ve davacı payının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusunun hisseli taşınmaz olduğunu, dosyada özel parselasyon planının olmadığı halde keşif esnasında davacının fiilen gösterdiği yerin esas alındığını; ancak tapu payının bedeline hükmedildiğini, fiilen gösterilen yerin tapu payı kadar olmadığını, özel parselasyonda yola ayrılan kısımlar düşülerek hüküm kurulması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılarak bir kısmının yol olarak kullanılmaya başlandığı, diğer kısımların ise belediye hizmet alanları olarak imar planında gösterildiği, proje bütünlüğü bağlamında davacıya ait tüm payın bedelinin belirlenmesinde hata yapılmadığı, imar parseli vasfındaki dava konusu taşınmaza esas alınan emsal satışın özellikleri ve birbirleriyle artı-eksi özelliklerinin yerinde karşılaştırılmasına göre belirlenen bedelin ve mahkemece kurulan hükmün hukuka uygun olduğu belirtilerek davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Taraflardan ve ilgili Tapu Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmaza ait özel parselasyon krokisi olup olmadığı sorulup, var ise ilgili kroki ile belgeler ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının tüm tedavülleri getirtildikten, dava konusu taşınmaza ilişkin daha önce açılıp sonuca bağlanan dosyalar gereği idare adına yapılan tescil işlemlerinin dayanak belgeleri de istenildikten sonra taşınmaz başında keşif yapılıp, özel parselasyon haritası zemine uygulanarak, paydaşlar ve gerekiyorsa tanıklar dinlenmek suretiyle taşınmazda fiili taksim yapılıp yapılmadığı fiili kullanım nedeniyle halihazırdaki yolun özel parselasyonda yol olarak bırakılıp bırakılmadığı, fiili taksim sonucu davacıya düşen yer belirlenip bu yerin dava konusu yolda kalıp kalmadığı, kalıyorsa yüzölçümünün ne kadar olduğu tespit edilip, dava konusu taşınmazın tamamının kamuya tahsisli olmadığı da gözetilerek, davalı idarenin bu yöndeki itirazları değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
5. Kabule göre de; fen bilirkişi Hasan Ümit Uysal tarafından düzenlenen 28.10.2019 tarihili rapor ve krokide (A) harfi ile gösterilen kısmın yüzölçümü gösterilmemiştir. Bu sebeple belirtilen kısmın yüzölçümünü gösterir, infaza kabil ölçekli ek kroki düzenlenmemesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davalı vekilinin temyiz itirazının KABULÜNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.