Logo

5. Hukuk Dairesi2022/11756 E. 2023/1098 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareye tesciline ilişkin davada, hüküm fıkrasında yer alan tescile ilişkin ifadenin hatalı olması nedeniyle Yargıtay'ın düzelterek onama kararı verip vermeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Fiili ve hukuki el atmanın gerçekleştiği, adli yargının görevli olduğu ve bedel tespitinin usulüne uygun yapıldığı gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki tescile ilişkin ifadenin infazda tereddüte yol açacak şekilde hatalı olması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçelerinde; dava konusu taşınmaza davalı idarece asfalt yol ve yaya kaldırımı yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, kamulaştırma kararı alınmadan el atılmasının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirtilerek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; hukuki el atmaya konu bölüm bakımından davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı idarenin husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu taşınmaza yapıldığı iddia edilen asfalt ve kaldırımın belediyenin sorumluluğunda olmadığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare aleyhine açılan davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; düşük bedel belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; idari yargı yerinin görevli olduğunu, husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kalıcı ve fiili bir el atma eyleminin olmadığını, davalı idarenin taşınmazda hissedar olduğunu, kalan kısmın kullanılamaz hale geldiğinin kabulünün hatalı olduğunu, emsal alınan taşınmazın uygun olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta taraf vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, bilirkişiler tarafından yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; idari yargı yerinin görevli olduğunu, husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kalıcı ve fiili bir el atma eyleminin olmadığını, davalı idarenin taşınmazda hissedar olduğunu, kalan kısmın kullanılamaz hale geldiğinin kabulünün hatalı olduğunu, emsal alınan taşınmazın uygun olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakmeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

5. Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen ek 1inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Bursa ili, ... ilçesi ... Mahallesi, 1142 ada 5 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Dosya kapsamında yer alan fen bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibarıyla dava konusu taşınmaza kısmen yol yapılmak suretiyle el atıldığı, fiilen el atılmayan bölümün 1/1000 ölçekli uygulama imar planına göre belediye hizmet alanı olarak ayrıldığı anlaşıldığından, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile 6745 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesiyle 2942 sayılı Kanun'a eklenen ek 1inci maddesi uyarınca adli yargı görevli olup fiili ve hukuki el atmaya konu bölümlerin bedeline hükmedilmesi yerindedir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazda bedeline hükmedilen bölümlerden yol olarak el atılan bölümlerde davacının tapudaki hissesi oranında tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine, diğer bölümlerin ise davalı idare adına tescili yerine, yazılı şekilde infazda tereddüt yaratacak şekilde davacının hisse oranı artırılarak hüküm kurulması, bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin tescile ilişkin 2. paragrafının tümüyle hükümden çıkartılmasına, yerine" fen bilirkişi rapor ve krokisinde A,C ve D harfleri gösterilen yol olarak el atılan toplam 72,44 m²lik bölümün davacının tapu kaydındaki hissesi oranında iptali ile yol olarak terkinine, B ve E harfleri ile gösterilen toplam 1.959,46 m²lik kısımda davacının tapu kaydında hissesi oranında iptali ile davalı idare adına tesciline" ibaresi yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.