"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, 4. ... Mahallesi 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.02.2021 tarihli ve 2019/262 Esas, 2021/33 Karar sayılı kararı ile verilen kesin süre içerisinde kamulaştırma bedelinin davacı tarafça yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.05.2021 tarihli ve 2021/1370 Esas, 2021/1483 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin verilen kesin süreye rağmen yatırılmaması gerekçesi ile davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen kamulaştırma bedeli sonrası oluşan fark bedelin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen usulüne uygun yasal süreler içerisinde bedel depo edilmemiş ise de, dosyaya sunulan 08.07.2021 tarihli temyiz dilekçesi ekindeki banka dekontlarına göre davacı idarenin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek işin esasına girilip dosyada mevcut bilirkişi kurulu raporları denetlenmek suretiyle karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalılara hisseleri oranında ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Tarım İlçe Müdürlüğünden yöredeki son 5 yılda ilgili ürüne ilişkin verimin ortalamasının istenilmesini ve hesaplamanın da ona göre yapılması gerektiğini, net gelir hesabı formülünde kullanılan ürün fiyatının ürünün toptan satış fiyatı olması gerektiğini, bilirkişi raporunda üretim giderlerinin neler olduğu belirtilmesini ve kalem kalem ne kadar olduğu denetlemeye el verir şekilde listelenmediğini, dolayısıyla denetlemenin mümkün olmadığını, üretim net gelir hesabında üretim masrafları olarak brüt gelirin 1/3'ü alınarak hata yapıldığını, ayrıca sulu tarım araziler de sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığının tespiti gerektiğini, taşınmazın sulu tarım arazisi olduğunu kabul edilse dahi sulamanın hangi yöntemle yapıldığına göre maliyetinin de üretim giderlerine eklenmesi gerektiğini, kapitalizasyon faiz oranının yüksek alındığını, objektif değer artışı oranı belirlenmesine yer yokken, %50 objektif değer artışı oranı belirlenerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2.Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; zemin bedeli hesap edilirken üretim giderlerinin tek tek açıklanmadığını ve hesaplamaya dahil edilmemesi gereken giderler brüt gider olarak kabul edilerek eksik bedel belirlendiğini, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinde ortalama diğer giderler adı altındaki giderlerinin hangi kalemlerden oluştuğunun açıklanmamasının hakkaniyete uygun olarak karar verilmesini engellediğini, ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda brüt giderlerin brüt gelirlerin yarısı olarak alınmasının hatalı olduğunu ve böylece eksik kamulaştırma bedelinin tespit edildiğini, İmar sınırına da yakın olan taşınmaz için %50 objektif değer artışı belirlenmesi hatalı olduğunu kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer azalışının değerlendirilmemiş olmasının hatalı olduğunu, kamulaştırma bedelinin 2019 yılında belirlenmesi ve ödemenin ise 2022 yılında gerçekleşmiş olması nedeniyle enflasyon karşısında yaşadığı değer kaybının hesaplamasının yapılmaması hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 305 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Kapama erik bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4.Dairemiz yerleşik uygulamasına göre; kapama erik bahçesi niteliğindeki taşınmaza net gelir yöntemine göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi; brüt gelirinin 1/3 oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi gerekir. Bu itibarla; münavebeye esas alınan ürünler için değerlendirme yılına ait ilçe tarım ve orman müdürlüğünün maliyet cetvelinde belirtilen masrafların ekonomik tarım yapmaya elverişli olduğu gözetilmeksizin hükme esas bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirme ile brüt gelirinin 1/2 'si oranında alınması bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı idare ile davalılardan ... vd.'den peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.