Logo

5. Hukuk Dairesi2022/12228 E. 2023/1645 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, bedel farklarına uygulanacak yasal faizin başlangıç ve bitiş tarihlerinin tespiti ile ilgili uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi gereğince, kamulaştırma bedel farklarına uygulanacak yasal faizin, her karar tarihi itibariyle ayrı ayrı hesaplanması gerektiği ve faiz bitiş tarihinin kararda açıkça belirtilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili ile bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Yozgat ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 163 ada 59 parsel ve 163 ada 60 parsel (ifrazen 125,126 ve 127 parsel) sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.11.2015 tarihli ve 2015/269 Esas, 2015/513 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 19.11.2015 tarihli ve 2015/269 Esas, 2015/513 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi gereğince açılan tespit ve tescil davalarında değerlendirme; aynı Kanun'un 15 inci maddesi uyarınca taşınmazın dava tarihindeki değerine göre yapılır. Bu nedenle karar tarihi itibarıyla resmi verilerin oluştuğu gözetilerek dava konusu taşınmaza değerlendirme tarihi olan 2015 yılı resmi verilerine göre değer biçilmesi gerekirken 2014 yılı resmi verilerine göre değer biçilmesi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebe ürünü olarak kabul edilen buğday, arpa ve nohutun taşınmazın bir dekarında alınabilecek brüt gelirinden indirilmesi gereken üretim masraflarının, Türkiye ortalaması dikkate alındığında brüt gelirin üçte biri oranında olması gerektiği gözetilmeden ve beklenmeyen giderler de eklenerek, masrafların daha fazla alınması sureti ile eksik bedel tespiti, tarım arazisi olarak kabul edilen, taşınmazın mücavir alan sınırları içinde oluşu dikkate alındığında %100 objektif değer artırıcı unsur uygulanması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, faiz başlangıç tarihinin 17.18.2015 olması gerekirken 23.08.2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 28.11.2018 tarihli ve 2017/496 Esas, 2018/524 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 28.11.2018 tarihli ve 2017/496 Esas, 2018/524 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; tarım arazisi niteliğindeki Yozgat İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 163 ada 59, 125 ve 126 parsel sayılı taşınmazların olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; bilirkişi raporunda üretim masraflarına genel idare giderleri, sermaye faizi ve diğer giderler eklenmek suretiyle kamulaştırma bedelinin eksik tespiti, davanın niteliği gereği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli (Musa Tarhan/Türkiye) ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 numaralı başvuru sonucu verilen 09.05.2019 tarihli kararları dikkate alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken davacı idare lehine iki kez vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmadığı gibi 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.03.2021 tarihli ve 2019/356 Esas, 2021/144 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedelin davalı tarafa derhal ödenmesine ve bu fark bedele 17.08.2015 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ile bir kısım davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; nohutun münavebeye alınmasının hatalı olduğunu, objektif değer artışının yüksek olduğunu, kapitalizasyon faizinin belirlenmesinde kullanılan kriterlerin objektif değer artışının belirlenmesinde de esas alındığını, yasal faiz bitiş tarihinin infazda tereddüt oluşturacak şekilde net olarak gösterilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Bir kısım davalılar temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın özellikleri dikkate alındığında belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalıların aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. İlk karar ile tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedele 17.08.2015 tarihinden ilk karar tarihine kadar, ilk karar ile ikinci karar arasında oluşan fark bedele 17.08.2015 tarihinden ikinci karar tarihine kadar, ikinci karar ile son karar arasında oluşan fark bedele ise 17.08.2015 tarihinden son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken yalnızca ikinci kararla hükmedilen bedel ile son karar ile tespit edilen bedel arasındaki fark bedele yasal faiz işletilmesi ve faiz bitiş tarihinin hükümde açıkça gösterilmemesi, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, bir kısım davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “TESPİTİNE” kelimesinden sonra gelen kısmın hükümden tümüyle çıkartılmasına, yerine “İlk karar ile tespit edilen 23.415,49 TL bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile oluşan fark bedel 3.526,13 TL’ye 17.08.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 19.11.2015 tarihine kadar, ilk karar ile ikinci karar arasında oluşan fark bedel 24.329,57 TL’ye 17.08.2015 tarihinden ikinci karar tarihi olan 28.11.2018 tarihine kadar, ikinci karar ile son karar arasında oluşan fark bedel 1.334,22 TL’ye ise 17.08.2015 tarihinden son karar tarihi olan 18.03.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.