"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu Bursa ili, ... ilçesi, ... köyü 1678 parsel (yeni 1989 ada 251 parsel) sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığının incelenmesini, müvekkili idare yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2016/23 Esas, 2016/339 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2016/23 Esas, 2016/339 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaz kadastro parseli, emsal alınan taşınmaz 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 15 ve 16 ncı maddelerine göre yola terk ve ifraz sonucu oluşmuş imar parseli olduğu hâlde, düzenleme ortaklık payı düşülmeden değer biçildiğinden hükme esas alınan raporun inandırıcı görülmediği belirtilerek, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru görülmediği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bozma öncesi verilen ilk kararın davalı idare vekilince temyiz edildiği gözetilmeksizin, davalı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak zedelenerek fazla bedele hükmedilmesi isabetli değildir.
3. Kararın eki olarak gösterilen 14.10.2020 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 1 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme çalışmaları sonucu dava konusu taşınmazın el atılan kısmının yüzölçümünün 157,23 m² olduğu belirtildiği hâlde, hüküm fıkrasında 159,75 m²lik kısmın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüne, gerekçeli kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "davanın" kelimesinden sonra "kabulüne" kelimesinden önce gelmek üzere "kısmen" kelimesinin eklenmesine, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan "54.315,00" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "53.458,20" sayısının yazılmasına, hüküm fkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "159,75" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "157,23" sayısının yazılmasına, hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan "7.860,95" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine "7.749,57" sayısının yazılmasına, aynı bendin sonuna "davalı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 31,95 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" cümlesinin eklenmesine, hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan "3.710,25" ve "2.767,12" sayılarının hükümden çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla "3.651,73" ve "2.708,60" sayılarının yazılmasına, hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan "davalıdan" kelimesinden önce gelmek üzere "kabul ve ret oranı gözetilerek 4.425,65 TL"sinin" ibaresinin eklenmesine, aynı bendin sonuna "bakiye 4,87 TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.