"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın; 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 214 üncü maddesi uyarınca davalı ... Bankası A.Ş.'den tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... Bankası A.Ş. yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı Hazine yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; öncesinde davalı bankaya ait olan dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... Tepe mevkii 105 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın tamamını müvekkilinin davalı bankadan satın alarak tapuda adına tescil ettirdiğini, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/178 Esas, 2015/169 Karar sayılı ilâmı ile taşınmazın orman olduğuna karar verilerek müvekkili adına olan tapu kaydının iptal edildiğini, davalı bankanın zapta karşı tekeffülden sorumlu olduğunu, ... ise tapu sicilinin tutulmasından doğan tüm zararlardan devletin kusursuz sorumlululuğu uyarınca sorumlu olduğundan uğradıkları zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın ... Bankası A.Ş. tarafından davacıya satıldığını, Hazinenin kaydın iptali ile tesciline ilişkin kararın aşamalardan geçerek kesinleşmesi sebebiyle belirtilen hususlarda sorumluluğu bulunmadığını, ihtilafın ... Bankası A.Ş. ile davacı arasında olduğunu, müvekkili idareye dosyada husumet düşmeyeceğini, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazı aleni olan tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığını, satın aldığı zaman devri engelleyen herhangi kısıtlayıcı bir durumunun bulunmadığını, tapu kaydının tesis ve tescilinde bir hata var ise, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca idareye karşı dava açılarak hüküm kurulması gerektiğini, sorumluluğun Tapu Sicil Müdürlüğüne ait olduğunu, taşınmaz zaptından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini, duruşmadaki beyanında, husumet itirazlarını tekrar ettiklerini, müvekkili yönünden dosyanın tefrik edilerek usulden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... ... Bankası A.Ş. yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı Hazine yönünden ise kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davalı bankaya yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu davalıya yönelik açılan davanın 6098 sayılı Kanun'un 214 üncü maddesine dayandığını, davalı banka lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendisine ait olmayan taşınmazın satışı neticesinde borçtan kurtularak sebepsiz zenginleşen Yusuf Gürol’a davanın ihbar edilmemiş olması usule ilişkin bir hata olup öncelikle bu nedenle kararın bozulması gerektiğini davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davaya konu taşınmaza uygulanan kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, tazminat miktarının yüksek hesaplandığını, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmemesinin hatalı olduğunu, diğer davalı hakkında husumetten red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davacının dava konusu taşınmazı satın aldığı bedele satış tarihinden itibaren faiz yürütülerek tazminat miktarının hesaplanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Davalı Maliye Hazinesine yönelik açılana davaya ilişkin istinaf incelemesinde; 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” kenar başlığını taşıyan 1007 nci maddesi; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücû eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” hükmünü gereği arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın keşif tutanağı ve bilirkişi raporu ile tespit edilen nitelikleri dikkate alındığında taşınmazın kuru arazi olarak kabulünün yerinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının uygun olduğu, bilirkişi heyeti raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerinin bölgenin münavebe yapısı ve resmi tarım verileri ile uyumlu olduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi sebebiyle davacının zararının oluştuğu, tazminatın tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından tarafların bu yönlere ilişkin istinaf isteminin reddine; davalı bankaya yönelik açılan davaya ilişkin istinaf incelemesinde; 6098 Sayılı Kanunu'nun 214 üncü maddesinde; "Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur. Alıcı, elinden alınma tehlikesini sözleşmenin kurulduğu sırada biliyor idiyse satıcı, ayrıca üstlenmiş olmadıkça bundan dolayı sorumlu olmaz.Satıcı, üçüncü kişinin hakkını gizlemişse, sorumluluğunu kaldırma veya sınırlama konusunda yapılmış olan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür." düzenlemesine göre somut olayın incelenmesinde, dava konusu taşınmazın tamamının mahkeme kararıyla tapusunun iptal edildiği, davacı tarafından dava konusu taşınmazın satın alındığı 14.08.2012 tarihinde tapu kaydında dava açıldığına dair bir şerhin bulunmadığı, her ne kadar 6098 sayılı Kanun'un 214 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince davalı banka taşınmazın alıcının elinden alınmasından sorumlu ise de eldeki davada dava konusu taşınmazın tapu sicilinin tutulmasından dolayı tapu kaydının iptaline karar verilmiş olması sebebiyle artık tüm sorumluluğun Devlet'e geçtiği, eski malik davalı bankanın sorumluluğunun ortadan kalktığı, davacının hakkettiği tazminatı Maliye Hazinesinden alınmasına karar verilmesi sebebiyle ile davacının davalı bankadan 6098 sayılı Kanun'un 214 üncü maddesine dayalı olarak tazminat talep etme hakkı ortadan kalktığından davalı banka hakkında İlk Derece Mahkemesince red kararı verilmesinde ve bunun sonucunda davalı banka lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş ayrıca davaya konu taşınmazın bedelinin düşük hesaplandığı objektif değer artış oranının düşük alındığını, üzerindeki ağaçların bedelinin hesaplanmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
6. 6098 sayılı Kanun’un 214 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... Tepe mevkii 105 ada 4 parsel sayılı 28671,72 m² yüzölçümlü taşınmazı davacının 14.08.2012 yılında davalı Bankadan satın alma suretiyle edindiği, ... Kadastro Mahkemesinin 2011/105 Esas, 2011/50 Karar sayılı ilâmı ile dava konusu taşınmazın 25.108,92 m²lik kısmının orman vasfı ile Hazine adına tespitine karar verildiği ve kararın 11.06.2012 tarihinde kesinleştiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/178 Esas, 2015/69 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, Mahkeme kararının 01.06.2015 yılında kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... Tepe mevkii 105 ada 4 parsel sayılı taşınmaza net gelir yöntemine göre değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Dava konusu taşınmazın tamamının mahkeme kararıyla tapusunun iptal edildiği, davacı tarafından dava konusu taşınmazın satın alındığı 14.08.2012 tarihinde tapu kaydında dava açıldığına dair bir şerhin bulunmadığından davalı ... ... Bankası A.Ş. hakkında ret kararı verilmesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve Davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.