"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumetten davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 162 ada 35 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından yol ve yeşil alan yapılmak suretiyle fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava şartı, husumet itirazında bulunarak el atma tarihinin kesin olarak tespiti ile el atmanın 1956 tarihinden önce olduğunun anlaşılması halinde davanın hak düşürücü süreden reddi ile esasa girilecekse taşınmaz vasfının tayini ile taşınmazın kadastral parsel ise 3194 sayılı İmar Kanun'un 18 inci maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı içinde kalıp kalmadığının tespiti ve tapu kütüğündeki vakıf icaresi, haciz ipotek, vs.takyidatların bedele yansıtılması ile tüm takyidatların kaldırılarak terkin veya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazda davacı payının tapusunun iptali ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ... ilçesi, ... mahallesi, 162 ada, 35 parsel sayılı taşınmazın ... Bulvarı Köprülü Kavşağı-... Köprülü Kavşağı arasında D-100 E-5 karayolu üzerinde bulunduğunu, davalı ve davacı arasında imzalanan 08.11.2004 tarihli protokol ile bakım ve onarım yükümlülüğünün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini, sonrasında 11.07.2010 tarihli protokol ve yüksek fen kurulu kararı ile sorumluluğun tekrar ... sorumluğuna girdiğinden yolların Karayolları Genel Müdürlüğüne iade edildiğini ileri sürmüştür.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre dava tarihi itibarıyla belirlenen bedelin uygun olduğu, husumetin doğru yöneltildiği, böylece mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın ... Bulvarı Köprülü Kavşağı-... Köprülü Kavşağı arasında D-100 E-5 karayolu üzerinde bulunduğunu, davalı ve davacı arasında imzalanan 08/11/2004 tarihli protokol ile bakım ve onarım yükümlülüğünün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiğini; ancak 11.07.2010 tarihli yüksek fen kurulu kararı ile bu yolların Karayolları Genel Müdürlüğüne iade edildiği gibi ... ile ... arasında Bakanlık oluru ile 15.07.2011 tarihinde tanzim ve imza edilen protokolde 20.08.2002 ve 08.11.2004 tarihli protokollerin yürürlüğünden önce kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atmalardan kaynaklı hukuki sorumlulukların hangi tarafa ait olduğunu belirlemek için hazırlanan Yolların Devri Hakkındaki Protokollerde Değişiklik Yapılmasına Dair Protokol'ün 6.1 maddesinde "hükmedilen ve hükmedilecek olan tazminatlardan yalnızca ... sorumlu olacağına" ilişkin düzenleme gereğince davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; bilirkişi raporları arasındaki birim metrekare bedeli bakımından ciddi bir fark olmasına karşın yüksek bedel belirleyen rapora göre metrekare birim fiyatının fahiş olarak belirlenmesi ve tapu kaydındaki takyidatlardan arındırılmış olarak müvekkil idare adına terkinine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun ile değişikliğe uğrayan geçici 6 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Aynı kamulaştırma kapsamında dava konusu taşınmaza yakın 165 ada 6 parsel sayılı taşınmaz için açılan ve Dairemiz denetiminden geçen İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/364 Esas, 2019/93 Karar sayılı dosyasında davalı idarenin sorumluluğunun kabulü ile karar verildiği gözetildiğinde husumetin doğru yöneltiğinin kabulü uygundur.
3.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zemine, ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına göre ve aynı kamulaştırma kapsamında Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda belirlenen metrekare birim fiyatlarıyla uyumlu olarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.