Logo

5. Hukuk Dairesi2022/13953 E. 2023/116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kısmi kamulaştırma davasında, kamulaştırılan alan bedeli ile birlikte arta kalan alanın değer düşüklüğü bedelinin davacı idare tarafından ödenip ödenmeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Arta kalan kısmın yüzölçümü ve geometrik durumu gözetildiğinde, arta kalan kısımda değer azalışı oluşmayacağı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin arta kalan kısımda değer düşüklüğü olmadığı yönündeki kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare, davalı ... AŞ, davalı ... Pazarlama Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ..., davalı ... AŞ, davalı ..., davalılar ... vd., davalı ... Pazarlama Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ, davalı ... Endüstri AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, davalı ... Endüstri AŞ vekiline 25.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz dilekçesinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen 2 haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 01.09.2022 tarihinde verildiği, 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine göre açılan eldeki davada 6100 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca ivedi işlerden olup adli tatilde sürelerin işleyeceği anlaşılmakla, davalı ... Endüstri AŞ vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ..., davalı ... AŞ, davalı ..., davalılar ... vd., davalı ... Pazarlama Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçelerinde; İzmir ili, ... ilçesi, ... (eski ...) Mahallesi 13190 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Endüstri AŞ vekili cevap dilekçesinde; Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu nazara alınarak gerçek bedelin tespiti ile arta kalan alanda yapılaşmama riski gözetilerek değer düşüklüğü belirlenmesi ve davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu nazara alınarak gerçek bedelin tespiti ile arta kalan alanda yapılaşmama riski gözetilerek değer düşüklüğü belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir.

3.Davalı ... Pazarlama, Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ vekili cevap dilekçesinde; Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu nazara alınarak gerçek bedelin tespiti ile davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ilgili hüküm kesinleşip infaz edildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare, davalı ... AŞ, davalı ... Pazarlama Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, direk yeri alanının değerinin 604.724,56 TL olarak hesaplandığını, daha sonra dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan alanında %15 değer kaybı olacağı gerekçesi ile 1.542.050,73 TL değer düşüklüğü hesaplanarak kamulaştırma bedeline eklendiğini, bilirkişilerce fahiş bir kamulaştırma bedeli tespit edildiğini, mahkeme kararının hüküm kısmının 1. maddesinde ise parantez içinde; idarece belirlenen 598.204,81 TL’nin sehven kamulaştırma bedeli olarak, fark miktar olan 1.544.071,83 TL'nin de yine sehven arta kalan kısımdaki değer düşüklüğü olarak yazılmak suretiyle maddi hata yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından belirlenen bedellerin oldukça düşük olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın zeytinlik ve tarla niteliğinde olduğunu, dava konusu taşınmazın ise arsa ve imar durumunun mevcut olduğunu, dava konusu taşınmazın sanayi bölgesinde yer alması ve üzerine yapı inşa edilebilme ihtimali bulunması sebebiyle tarla niteliğine haiz emsal taşınmazdan çok daha yüksek bir değere sahip olacağının açık olduğunu, emsal olarak seçilen tarla vasıflı gayrimenkulün esas alınarak, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama doğrultusunda hüküm kurulmasının doğru olmadığını, direk yeri alanının değerinin 604.724,56 TL olarak hesaplandığını ancak mahkeme kararında idarece belirlenen 598.204,81 TL’nin sehven kamulaştırma bedeli olarak belirlendiğini bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Davalı ... Pazarlama Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin verdiği kararla kamulaştırma bedelinin tespitinde hataya düşüldüğünü, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişiler raporda taşınmazın niteliğinin imar parseli ve arsa olarak belirtildiğini, bu tespitin doğru olduğunu ancak taşınmazın kamulaştırılacak olan alanının değerinin emsal mukayesesinde yapılan hesaplamada hataya düşüldüğünü belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

4.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konu kısmen kamulaştırılan taşınmazın İzmir ilinin en kıymetli ve en eski sanayi ve ticaret bölgesi Pınarbaşı Mahallesinde bulunduğunu, bilirkişilerce belirlenen ve mahkemece kabul gören bedelin çok düşük olduğunu, emsallerin dava konusu taşınmazın bedelini yansıtamadığını, tespit edilen bedelin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin doğru olduğunu; ancak karara esas alınan bilirkişi raporunda yapılan kısmi kamulaştırma nedeniyle taşınmazın arta kalan 4.971,15 m²'lik kısmında % 15 oranında değer düşüklüğü oluştuğu gerekçesiyle 1.542.050,73 TL değer düşüklüğü bedeli hesaplandığını, taşınmazın mevcut durumda yapılaşma engelinin imar planından kaynaklandığından ve taşınmazın arta kalan kısmının tüm bedelinin dava dışı belediyeden tahsil edilme imkanı bulunduğundan, arta kalan kısım açısından değer düşüklüğü bedeli kaldırılarak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., davalı ... AŞ, davalı ..., davalılar ... vd., davalı ... Pazarlama Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ, davalı ... Endüstri AŞ vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; değer kaybı oranının çok düşük olduğunu, davalıların imar planında belediye hizmet alanı olarak ayrılan arta kalan kısmın bedelini ilgili Belediyeden alacak olmasının yerel mahkemenin ve istinaf mahkemesinin konusu olmadığını, kamulaştırma nedeniyle oluşacak değer kaybının eldeki dosyada verilmesi gerektiğini, arta kalan kısmın bedeli alınırken ilgili idarece eldeki kamulaştırma gözetilerek düşük bedel takdir edileceğini, yüksek gerilim hattı nedeniyle değer kaybı oluşacağının muhakkak olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kısmi kamulaştırma sonucu arta kalan kısımda %15 değer düşüklüğü oluşacağı bilirkişiler tarafından belirtilmesine rağmen, bu kısmın bedelinin belediyeden tahsil edilebileceği gerekçesi ile arta kalan kısımdaki değer düşüklüğü bedeli kaldırarak karar verilmesinin kamulaştırma hukukunun ilkeleri ile zıt olduğunu, değer düşüklüğü bedelinin bu kısım için açılan davada ilgili kurum tarafından ödenmeyeceğini, aksine bedelden düşüleceğini bu hususta fahiş bir hata yapıldığını, arta kalan kısımda yapılaşma imkanı kalmadığını bu hususun göz ardı edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

3.Davalı ... AŞ vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma nedeniyle meydana gelen değer düşüklüğüne neden olan eylemin davacı ... tarafından yapıldığını, taşınmaz imar planında belediye hizmet alanında bulunsa dahi bu sebeple yapılacak kamulaştırmada kamulaştırma bedeli TEİAŞ'ın neden olduğu değer düşüklüğü nazara alınarak ödeneceğini, bu nedenle değer azalışının Belediyeden tahsil edilemeyeceğini, arta kalan alandaki değer azalışının eldeki dosyada TEİAŞ'tan alınması gerektiğini, arta kalan alandaki değer düşüklüğünin eldeki davaya konu kamulaştırmanın bir parçası olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

4.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; arta kalan kısım imar planında belediye hizmet alanında kalmakta ise de bundan bağımsız olarak arta kalan alanda kamulaştırma nedeniyle değer düşüklüğü meydana gelip gelmeyeceğinin araştırılması gerektiğini, meydana gelecek bir değer azalışının kamulaştırma bedeline ilave edilmesi gerektiğini, arta kalan alanda yapı yapma imkanının kısıtlandığını, bu nedenle bir değer azalışını oluşacağının muhakkak olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

5.Davalı ... Pazarlama vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu konum, alt yapı imkanları, çevresel faktörler dikkate alındığında değerinin çok daha yüksek belirlenmesi gerektiğini, emsal karşılaştırması sırasında dava konusu taşınmazın niteliğinde hata yapıldığını, dava konusu taşınmaza daha benzer özelikte bulunan beş numaralı emsalin değerlendirmeye alınmadığını, arta kalan kısma değer düşüklüğü verilmediğini, ilk karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğunu, o kararın bölge adliye mahkemesi kararı ile ortadan kalktığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi doğru olduğu gibi, arta kalan kısmın yüzölçümü geometrik durumu nazara alındığında arta kalan alanda kamulaştırma nedeniyle değer azalışı oluşmayacağı kanaatine varılmıştır.

3.Bölge Adliye Mahkemesince arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik durumu nazara alındığında arta kalan kısımda değer azalışı oluşmayacağı gerekçesi ile davacı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile arta kalan alandaki değer azalışı bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın arta kalan alanın imar planındaki durumu nedeniyle tamamının bedelinin dava dışı Belediyeden tahsil edilebileceği yönündeki yanılgılı gerekçe ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrasının hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı ... Endüstri AŞ Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE,

B. Temyiz Eden Diğer Davalılar Yönünden

Davalı ..., davalı ... AŞ, davalı ..., davalılar ... vd., davalı ... Pazarlama Dağıtım, Turizm ve Ticaret AŞ vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ..., ... ve ... vd.'den, ... Kiralama Anonim Şirketinden, ....'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, Davalı Dalyan Kimya Endüstri A.Ş'den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.