Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14114 E. 2023/1578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, arkeolojik sit alanı ilan edilen taşınmazlarına kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla açılan bedel ve ecrimisil davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlarda sadece sınırlı mevsimlik tarımsal faaliyetlere izin verilmesinin ve herhangi bir kazı yapılmamasının mülkiyet hakkının kullanımını engellemediği, dolayısıyla kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmediği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Aydın ili, ... ilçesi, ... köyü 232 ada 39 ve 237 ada 2 parsel sayılı taşınmazlara arkeolojik çalışmalar yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğundan reddini, dava konusu taşınmazlara ne şekilde el atıldığı açık olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, kamulaştırmasız el atma şartlarının oluşmadığını, idarece sadece arkeolojik sit alanı olarak ilan edildiğini bu sebeplerle zarar oluşmadığından davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne ve el atma tazminatının ve ecrimsilin tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedellerine ilişkin ıslah harcı yatırılmasına rağmen, 2.176.316,00 TL tazminat talepleri yerine dava dilekçesinde gösterdikleri 1.000,00-TL bedel üzerinden kabulüne karar verilmiş olduğunu, kararın nihai kamulaştırma bedeli miktarı dışındaki kısımlarının, hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazlara müvekkili idarece fiilen el atılmadığını, taşınmazların komşu taşınmazlarla birlikte duvar, çit, veya tel örgü gibi bir malzeme ile çevrili olmadığını, her hangi bir koruma altına alınmadığını, mülk sahiplerinin, kendi arazilerine, komşu parsellere ve sit alanı ilan edilen diğer yerlere girip çıkmasını engelleyici her hangi bir tertibat ve düzenek bulunmadığını, taşınmazlara girişi engelleyici bekçi veya jandarmanın da bulunmadığını, taşınmazların halen ekili dikili olduğunu ve mevsimlik tarımsal faaliyetlerde bulunulduğunu, taşınmazların imar durumları da gözetilerek, hukuki kısıtlılığın da bulunmadığını, ecrimisil talebinin şartlarının gerçekleşmediğini, taşınmaz malikinin zarara uğramasının söz konusu olmadığını, davacının taşınmazlarını kullanmasına engel olunmadığını, hükmedilen ecrimisil miktarının da çok yüksek olduğunu, davaya konu taşınmazlara kamulaştırmasız el atma olgusunun ve tazminat şartlarının oluşmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nca, 1. derecede arkeolojik sit alanı olarak tespit edildiği, bu amaca uygun olarak da, taşınmazların tapu kaydına "Birinci Derecede Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı" şerhinin işlendiği anlaşılmıştır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 05.11.1999 tarihli ve 658 No.lu ilke kararında da taşınmazların arkeolojik sit alanlarında, mülk sahiplerince, sınırlı mevsimlik tarımsal faaliyetlerin yapılabileceğinin açıkça belirtildiği; mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından da, mülk sahiplerinin yüzeysel tarım yapmalarına engel herhangi bir yasal kısıtlama bulunmadığı, tarlaların ekili olduğu, herhangi bir kazı yapılmadığı, bilimsel arkeolojik kazı yapılmadığı için, taşınmazlarda toprağın kazılmadığı, çukur açılmadığı, ağaç sökülmediği tespit edilerek dava konusu taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığından söz edilmesi mümkün olamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kabule göre de İlk Derece Mahkemesinin 28.01.2021 tarihli duruşmasının, (2) No.lu ara kararı uyarınca, bilirkişi raporu doğrultusunda 2.176.316,00 TL tazminat miktarı üzerinden, davacı tarafından 23.03.2021 tarihinde tamamlama harcı yatırılmış olduğu hâlde, davacının tazminat talebi yönünden, dava dilekçesinde gösterilen dava değeri üzerinden tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş olması ve davacının dava açarken yatırmış olduğu 40,40 TL başvurma harcının, davalı idarenin harçtan muaf olduğu gözetilerek, yatıran davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmemiş olması da doğru görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca ilk derece mahkemesi kararında Yargıtay 5. Hukuk Dairesi ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun güncel, oldukça kapsamlı ve dava konusu olaya emsal nitelikteki kararlara dayanmasına karşın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi bizzat davalı idareye bağlı olan Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunun kararlarına atıf yaparak ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin esası itibarıyla vaki yargılama ile büyük farklılıklar barındıran ve bu anlamda işbu davaya emsal teşkil edemeyecek nitelikteki bazı kararlarına dayanarak haksız bir istinaf ilamı ihdas ettiğini, davacı tarafından idareye başvuru yapılarak talep edilen su kuyusu açma, sulama arığı açma, çukur açma, ağaç dikme teras düzeltme ve yangın havuzu açma gibi taleplerinin bizzat davalı idarece ayrı ayrı reddedildiği bizzat davalı idare tarafından resmi bir şekilde ikrar edilmesine rağmen taşınmazlara hiçbir müdahalenin olmadığını, müvekkilin mülkiyet hakkını hiçbir sınırlama olmadan kullanabildiğini ve davamızın bu sebeple haksız olduğunu kabul ederek davamızın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı nitelikte olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz başvuru harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.