"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1269 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilileri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın değerinin çok yüksek belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranın hatalı uygulandığını, dava konusu taşınmazdan uzak mesafede bir emsal seçilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, taşınmazın değerinde %110 değer artışı yapılmasının mükerrer değer artışına sebebiyet verdiğini ileri sürmüştür.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kamulaştırma bedelinin gerçek değerinin altında olduğunu, taşınmazın artezyen kuyusu ile sulama imkanına sahip olduğunu, taşınmazın konum olarak değerli olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu anlaşılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaza net gelir yöntemine göre değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak gelir metoduna göre belirlenen m² birim fiyatına uygun objektif değer artış oranı uygulanarak kamulaştırma bedelinin hesaplanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesinin kararları doğrultusunda davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gibi, yasal faiz bitiş tarihi ve 7139 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesiyle 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesi, 27.11.2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden üçer aylık vadeli hesaba bloke edilen ve karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedelinin işlemiş nemalarıyla birlikte davalıya derhal ödenmesi yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
IV.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafı kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dosya kapsamında yapılan incelemede; idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda taşınmazın bağ olduğuna dair tespit bulunmadığı gibi dava konusu taşınmaz üzerinde bağ bulunduğuna ilişkin bir bilgiye rastlanılmamıştır. Hükme esas alınan raporda komşu parsellerin niteliği esas alınarak dava konusu taşınmaza kapama bağ olarak değer biçildiği anlaşılmakla dava konusu taşınmazın kapama bağ niteliğinde olup olmadığına dair gerekli deliller toplanarak taşınmazın niteliği şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.