Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14329 E. 2023/2422 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazlara konulan şerh nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle şerh konulmasının ileride zarara neden olacağının açık olması, taşınmazların arsa niteliğinde değerlendirilerek emsal yoluyla değerinin tespitinde ve bu bedelin Hazine'den tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın kıyı kenar tahdidi içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların tapusuna davalı Hazine tarafından konulan şerh nedeniyle mülkiyet hakkının tecavüze uğradığını, belirlenecek tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazlara kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle uygulanan idari işlemin ... Belediyesi tarafından gerçekleştirildiğini, bu yüzden davanın husumetten reddedilmesi ve idari işlemden doğan zararın tazmini için idari yargı da tam yargı davası açılması gerektiğini bununla birlikte tazminat davası için gereken 10 yıllık zamanaşımı süresinin sona erdiğini bu nedenle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında değerlendirildiğini, kıyı olan bir yerin imara açılamayacağını, bu nedenle arsa vasfını kazanamayacağını, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, Hazineye ait kıyı vasıflı taşınmazlar için tazminat değerinin kanuna aykırı olduğunu, somut emsalin dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunu, faiz başlangıç tarihinin ıslah tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların tapu kaydı mahkeme kararıyla iptal edilmemişse de kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmasından dolayı şerhin ileride zarara neden olacağının açık ve sabit olduğunu, taşınmazların arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı Hazine vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun ilgili bölümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Yalova ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, Zeytinlikaltı Mevkii 231 ada 1 parsel sayılı, 1.401,00 m² yüzölçümlü, 233 ada 1 parsel sayılı, 1.038,00 m² yüzölçümlü, 233 ada 2 parsel sayılı, 936,00 m² yüzölçümlü, 234 ada 1 parsel sayılı, 1.210,00 m² yüzölçümlü arsa vasıflı taşınmazlar davacılar adına paylı olarak tapuda kayıtlı iken taşınmazların beyanlar hanesine Yalova Kadastro Müdürlüğü tarafından 11.08.2016 tarihli ve 3033 yevmiye numaralı işlemle "Taşınmazın tamamı kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmaktadır." şeklinde şerh konulduğu, taşınmazın halen davacılar üzerine kayıtlı olduğu ancak Fen Bilirkişisi raporu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 07.08.2008 tarihinde onaylanan kıyı kenar çizgisi pafta haritasına göre taşınmazların tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı ve davanın 25.11.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğinde emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.