Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14662 E. 2023/4088 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara değer biçilirken uygulanan yöntem isabetli bulunmuş ancak, taşınmazlara değerlendirme tarihinin dava tarihi olduğu gözetilerek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden, bilirkişi raporunda esas alınan münavebe ürünlerinin 2018 yılı resmi verileri getirtilip, bu resmi veriler esas alınarak değer tespiti yapılmaması bozmayı gerektirdiğinden, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 102 ada 86/A, 87/Ave 30/A parsel sayılı taşınmazların tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 28.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davalı ... yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Orman Genel Müdürlüğünce açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda gerçekleşen kamulaştırmasız el koyma niteliğinde bir tescil söz konusu iken kusursuz sorumluluktan kaynaklanan tazmin isteminde bulunulmasının somut duruma ve hukuka uygun olmadığını, bu yönü ile davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmazların bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.11.2021 tarihli ve 2020/1812 Esas, 2021/1885 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 352 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.11.2021 tarihli ve 2020/1812 Esas, 2021/1885 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 6100 sayılı Kanun'un 345 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen nihai kararlara karşı istinaf süresi ve 6100 sayılı Kanun'un 348 inci maddesi uyarınca katılma yolu ile istinaf süresi iki hafta olup, davalı Hazine vekiline, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/320 Esas, 2020/21 Karar sayılı kararının 22.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tebliğin sehven Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğüne gönderildiği, anlaşıldığından, istinaf talebinde bulunan davalı Hazine vekilinin talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, esas hakkında bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa’nın 169 uncu maddesinde ormanların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu belirtilerek bu alanlarda özel mülkiyetin yasaklandığını, taşınmazların orman olduğunun tespiti ve tapu iptal kararı alınmasının Anayasal bir zorunluluk olduğunu, orman niteliğini bilerek kullanan davacının açtığı tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas raporda taşınmazların kuru arazi vasfında olduğunun belirtildiğini, objektif değer artışı uygulanacak bir olgunun olmadığını, davacı vekilince dosyaya sunulan karar emsal alınmak suretiyle dava konusu taşınmazların metrekare birim bedelinin 28.11.2017 için 50.20 TL ve 10.04.2018 tarihi için 34,10 TL olarak belirlenmesi suretiyle davacının zararının 28.11.2017 tarihi itibarıyla 482.281,00 TL ve 10.04.2018 tarihi itibarıyla 327.605,00 TL olarak hesaplanmasının doğru olmadığını, çevrede villa tipi yapılar bulunması nedeniyle taşınmazların alım yönünden yoğun talep gördüğü gerekçesi ile objektif değer artışı uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, 3 yılda üç ürün uygulaması ile kapitalizasyon faiz oranının %5 alınmasının yanlış olduğunu, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, temyiz incelemesinin sonuçlanıncaya kadar icranın geri bırakılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Mersin ili, Mezitli ilçesi, Doğlu köyü 677, 678 ve 679 parsel sayılı taşınmazların 1984-85 yıllarında yapılan tapulama çalışmalarında zeytinlik vasfı ile tescil edildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 22 nci maddesinin (a) bendi gereğince yapılan yenileme çalışmaları sonrasında 102 ada, 86,87 ve 90 parsel numaralarını aldıklarının Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/153 Esas, 2017/329 Karar sayılı kararıyla 102 ada 86, 87 ve 90 parsel sayılı taşınmazların sırasıyla 1.823,87 m², 2.291,27 m² ve 5.492,06 m²lik kısmlarının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçmeden 12.01.2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 10.04.2018 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir yöntemine göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalarda kabul edilen oranlar gözetilerek, uygulanan objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.

5.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. Dairemizin yerleşik içtihatları gereği dava konu taşınmazlara değerlendirme tarihinin dava tarihi olduğu gözetilerek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden, bilirkişi raporunda esas alınan münavebe ürünlerinin 2018 yılı resmi verileri getirtilip, bu resmi veriler esas alınarak değer tespiti yapılmaması bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.