"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı yönünden esastan reddine, davacı idare yönünden ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 12.09.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Ek karar ile birlikte asıl karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 629 parsel sayılı taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, taşınmaz maliki tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması davası açıldığını, kamulaştırmanın kesinleştiğini; ancak tapuda ferağ verilmediğini, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma sürecinin usulüne uygun şekilde tamamlanmadığını, davacı idare tarafından taşınmaz bedelinin ödendiği yönünde bir evrak sunulmadığını, bedel artırım davasında tescile yönelik bir karar verilmediğini, davanın zamanaşımına uğradığın beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmazın tapusunun iptali ile davacı idare adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı idare yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalı taraf yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma sürecinin usulüne ve yasaya uygun tamamlanmadığını, davalıya bugüne kadar herhangi bir bedel ödemesi yapılmadığını, bu bedelin ödendiğine dair makbuzun dosya içine konulması gerektiğini, sadece bedel arttırım davaı açmanın kamulaştırmanın kesinleşmesi için yeterli bulunmasının hatalı olduğunu, bedel artırım davasında tescil hükmü kurulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre, Mahkemece anılan maddedeki yasal şartların oluşması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gibi kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata yapılmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından Mahkemece dosyada bulunan belgelere dayanılarak, dava konusu parselin davalı adına olan tapusunun iptaline ve davacı idare adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davacı idare vekilinin lehlerine vekâlet ücretine hükmolunmaması nedenine dayanan istinafına gelince davalıya usul ve kanuna uygun biçimde tebligat yapılmış, davalı davayı kabul ettiğine dair beyanda bulunmadıkları gibi, ferağ da vermediğinden (" Davalı taraf ilk celsede davayı kabul etmez ve ferağ vermez ise, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulur (Yargıtay 5. HD'nin 2002/10218-14212 E-K))" gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmolunması ve davalı lehine vekâlet ücretine hükmolunmaması gerektiğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 6100 sayılı Kanu'nun 104 üncü maddesi gereği "Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." hükmü gereği süresinde olduğunu ve istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temyiz isteminin süresinde olup olmadığına ve 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemesince kararın süresinde temyiz edilmediğinden bahisle davalı vekilinin temyiz başvurusunun reddine karar verilmiş ise de 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine dayalı olarak açılan davalar sözü edilen maddede yazılı işlemler ve süreler nedeniyle ivedi işlerden olup 6100 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci bendinin (h) fıkrası gereğince adli ara vermede de bakılır ise de işbu dava aynı Kanun'un 17 nci maddesine dayalı tescil davası olup adli ara vermede bakılması söz konusu olmadığından davalınun temyizi süresinde olup davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin 12.09.2022 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 629 parsel sayılı taşınmaz için davalı vekili tarafından davacı sıfatı ile davanın konusunun ... köyü 629 parsel için kamulaştırma bedelinin düşük olması nedeniyle tezyidi bedel talepli olarak 15.05.1996 tarihinde dava açıldığı, davalısının dosya davacısı ... olduğu kamulaştırma bedelinin 912.950.000 TL'ye çıkartılmasına 16.12.1998 tarihinde karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği anlaşıldığından davalı davayı kabul ettiğine dair beyanda bulunmayıp ferağ da vermediğinden, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmolunması ve davalı lehine vekâlet ücretine hükmolunmaması gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun davacı idare yönünden kabulü ile vekâlet ücretine ilişkin hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.