"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maliki olduğu ... köyü 41 parsel sayılı taşınmazın 2010 yılında yapılan kadastro çalışması neticesinde 212 ada 1 parsel numarasını aldığı ve dava konusu taşınmazın 2.700 m²lik kısmı dışındaki alanın davalı idare adına tescil edildiğini ileri sürerek uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/328 Esas sayılı dava dosyasında aynı nitelikli davanın reddedildiğini, kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, husumetin Hazineye yöneltilemeyeceğini, ayrıca dava konusu taşınmazın orman niteliğinde olduğunu, davacı tarafından hiç kazanılmadığını, somut olayda tazminat şartlarının oluşmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu zararın oluşmasının tapu iptaline dayalı olduğunu, yasal süre geçtikten sonra dava açıldığından davanın süreden reddi gerektiğini, tazminat şartlarının oluşmadığını, davanın esas yönden de hukuka aykırı olduğunu, tazminat için aranan koşulların oluşmadığını, tapunun haksız alınmasının söz konusu olmadığını, taşınmaz yıllarca orman vasfında olduğu halde ve davacılar orman olduğunu bilerek dava konusu yerin mülkiyetini kullandığını, hükme esas alınan raporun da hukuka aykırı olduğunu ve kabul etmediklerini, taşınmazın kaldırma kararı sonrası belirlenen değerinin fazla hesaplandığını, dava konusu taşınmazın kıymetini etkileyen unsurlar ve bunların değerlendirilmesi kısmında olumlu veya olumsuz değerlendirme yapılmadığını, tapu iptalinin kesinleştiği tarihteki taşınmazın durumu ve çevresinin ne durumda olduğunun irdelenmediğini, değer artışı yapılmasının sebebinin gerekçelendirilmediğini, usul yönünden de itirazlarının bulunduğunu, hesaplama yapılırken taşınmazın orman vasfından dolayı imar kısıtlılığı vs yasal kısıtlılık halinin dikkate alınarak indirim yapılması gerektiğini, hükmedilen bedele tapunun iptal tarihinden faiz hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, ayrıca takdir edilen vekâlet ücretinin de yasal sınırlar içinde olmayıp hukuka aykırı olduğunu beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kesin hüküm itirazına konu Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/328 Esas, 2013/125 Karar sayılı kararının incelenmesinden; mahkemece yapılan yargılama neticesinde eski tapu kaydına istinaden öncelikle tapu iptali ve tescil davasının açılması mümkün ve gerekli iken doğrudan tazminat talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın ön şart yokluğundan reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek 05.05.2014 tarihinde kesinleştiği, bilahare açılan tapu iptali ve tescil davasının Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/192 Esas, 2015/714 Karar sayılı kararı ile reddedildiğinin anlaşıldığı, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu hâliyle iş bu dava, eldeki dosya ile aynı taraflar arasında, aynı konuda ve aynı sebebe ilişkin ise de önceki davanın, ön şart yokluğu sebebiyle usulden reddedilmiş olması karşısında eldeki dava için kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilerek, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşullarının oluştuğu kanaatiyle dava konusu taşınmazın niteliği ve vasfının taşınmazların tapusunun kaybedildiği tarih olan 2019 yılına göre hesaplanmasına, önceki hükmü davacı tarafın istinaf etmemiş olması sebebiyle alacak tutarı yönünden davalı Hazine lehine oluşan usulü kazanılmış hakların gözetilmesinin gerekmesine göre hüküm isabetli bulunarak davalı Hazine vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Giresun ili, ... ilçesi, ... köyü 212 ada 1 parsel sayılı, 2740,50 metrekare yüzölçümlü taşınmazın, öncesinde ... Sulh Hukuk Mahkemesinde hasımsız olarak açılan dava sonucu 1952/272 Esas, 1952/316 Karar sayılı kararı ile 32.300 metrekare yüzölçümlü olarak Sabri İshakoğlu ve Cemil Gencer adına tesciline karar verildiği, tescil kararının infaz edildiği 2010 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında 32/64 payının Nisan 1953 tarih ve 79 sıra ile Mart 1970 tarih ve 41 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak, yüzölçümü hanesi boş bırakılmak suretiyle tespit edildiği, Kadastro Komisyonunca dava konusu taşınmazdan infaz edilen 128 ada 60 parselin sınırlandırmasının iptali ile 12.654,14 metrekaresinin orman sınırları içinde kaldığından ayrılarak orman parseli olan 210 ada 1 parsele ilavesine, kalan 2740,50 metrekarelik bölümün ise 212 ada 1 parsel olarak tespit gibi bırakılmasına karar verildiği, davacının taşınmazı bu şekilde 30.04.2010 tarihinde tesis kadastrosu ile edindiği, eldeki davanın 17.06.2019 tarihinde 10 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Tapu kaydı hatalı tutulan Giresun ili, ... ilçesi, ... köyü 212 ada 1 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.