"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR :Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 1074 ve 1081 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tespit edilen bedel ile acele el koyma bedeli arasındaki fark bedelin karar kesinleştiğinde ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına ve dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazın nazara alınmadığını, lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, gelir yöntemine göre arazilerin değer takdirinde kullanılacak kapitalizasyon faiz oranının belirlenmesinde dikkate alınmış olumlu unsurların, ayrıca değer arttırıcı objektif faktör olarak kabul edilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin yüksek belirlendiğini, sulu tarım arazisi kabul edilen dava konusu taşınmazın su kaynağının açıklanmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa vasfında oldukları arsa vasfı ile değerlerinin tespit edilmesi gerektiğini, keşif ve bilirkişi rapor tarihinin 2019 yılı olduğu gözetilerek, 2019 yılı verilerinin alınması gerekirken, 2018 yılı verilerine göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, depo ettirilen bedelin müvekkillerine derhal ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, lehlerine vekalet ücreti verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği; ancak münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi, brüt gelirinin 1/3 oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi gerektiği ve dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgeden Yargıtay denetiminden geçen dosyalarda objektif değer artışının %350 olarak uygulandığı dikkate alınarak usul ekonomisi de dikkate alınarak bu hususta ek rapor alınmadan kamulaştırma bedelinin hesaplandığı ve bu bedel ile İlk Derece Mahkemesince hükmedilen bedel arasında oluşan fark bedelin depo edilmesi için ilk olarak, 22.05.2022 tarihinde tebliğ edilen, 16.05.2022 tarihli tensip tutanağı ile 15 günlük süre verildiği, bedelin yatırılmaması üzerine bu kez, 20.06.2022 tarihinde tebliğ edilen, 15.06.2022 tarihli tensip tutanağı ile sonuçlarını ihtar eder şekilde 15 günlük kesin süre verildiği, buna rağmen fark bedelin yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine ve tapunun eski malikine, bedelin ise davacı idareye iadesine dair 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, sulu arazi olarak değer biçilen taşınmazın sulama kaynağının açıklanmadığını, arta kalan kısımlarda değer azalışı hesaplanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasında kamulaştırma bedelinin tespiti ve tespit edilen bedelin verilen süre içerisinde depo edilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de, sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihinden sonra 05.01.2023 tarihinde depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek davalı tarafın işin esasına girilerek karar verilmesini isteyip istemediği yönünde beyanı da alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.