Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14965 E. 2023/4901 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmin edilmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde uygulanan objektif değer artış oranının düşük olduğu ve mahkemenin ilk kararında sadece davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin tazminat miktarını yeniden belirlemesi gerektiği gerekçesiyle temyiz edilen karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 393 ve 424 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiğini ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı, husumet ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/3098 Esas, 2018/3192 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların arazi olarak değerlendirilmesinde ve gelir metodu uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak kuru tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazların bulunduğu yöre dikkate alındığında kapitalizasyon faiz oranı %5 ve objektif değer artış oranı %20 olarak uygulamak suretiyle taşınmazın m² birim değerinin 20,40 TL olacağı bu birim bedelinin de taşınmazların iptaline karar verilen kısmın yüzölçümü ile çarpıldığında tazminat bedelinin sonuç olarak 152.286,00 TL olacağı kabul edilerek düzeltmenin İlk Derece Mahkemesi kararına şerh verilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/3098 Esas, 2018/3192 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinden verilen kararın kapitalizasyon faiz oranı yönünden kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği gerekçesiyle yapılan düzeltmenin yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde yapılan düzeltmenin İlk Derece Mahkemesi kararına şerh verilmesi ile yetinilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2022 tarihli ve 2022/179 Esas, 2022/407 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin düşük olduğunu, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı ve husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazların 05.10.2000 tarihli satış işlemi ile davacı adına şerhsiz olarak tescil edildiği, Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/3 Esas, 2008/70 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların tamamının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, bu karar temyiz incelemesinden geçerek 20.01.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 04.01.2016 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmıştır.

3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazinenin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazın konumu ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alındığında daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması ve Mahkemece verilen ilk kararı sadece Hazine vekilinin istinaf ettiği de gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.