Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15024 E. 2023/4651 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kentsel dönüşüm kapsamında idareye devredilen taşınmazlarından fazla kesilen düzenleme ortaklık payı karşılığı ile taşınmaz üzerindeki yapı bedeli alacağının tahsilini talep etmektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların ve üzerindeki yapıların bedelinin konut karşılığı olarak ödenmesine karar verildiği ve davacı ile idare arasında konut karşılığı gayrimenkul devir sözleşmesi imzalandığı, dolayısıyla kamulaştırmasız el atmanın veya fazla kesilen düzenleme ortaklık payının söz konusu olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sonucu fazla kesilen düzenleme ortaklık payı karşılığı ile taşınmaz üzerinde yer alan yapı bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4064 ada 63 parsel ve 4076 ada 23 parsel sayılı taşınmazların paydaşı iken söz konusu taşınmazların kentsel dönüşüm kapsamına alınarak davalı idareye devredildiğini, davalı idarece kanunî %40 oranı aşılarak kesinti yapılmak suretiyle müvekkilinin maddi zarara uğratıldığını, aynı zamanda idarece dava konusu 4076 ada 23 parsel üzerinde yer alan yapılar için hiçbir bedel ödenmediğini belirterek dava konusu taşınmazlardan fazla kesilen düzenleme ortaklık paylarına karşılık gelen bedel ile 4076 ada 23 parsel üzerinde bulunan yapıların değerinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların Bakanlar Kurulunun kararı ile riskli alan ilân edilen bölgede kaldığını, uygulamanın yapılması için müvekkili idarenin yetkilendirildiğini, bu kapsamda kalan taşınmaz malikleri ile uzlaşma ve sözleşme yapıldığını, davacı ile yapılan 09.05.2016 tarihli sözleşme ile dava konusu taşınmazların ve üzerindeki tüm bina, bahçe duvarı, ağaçlar, depo, garaj vb. müştemilatın tamamına karşılık yeni daire taahhüt edildiğini, söz konusu sözleşme gereği tapuda devrin yapıldığını, dava dilekçesinde fazla kesinti sonucu davacıya bırakıldığı belirtilen alanların imar uygulaması sonrasında kalan alanlar olmadığını, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile kentsel dönüşümle ilgili kanunlardaki daire hakedişleri olduğunu, bu alandaki hak sahiplerinin %84'ü ve 1. Etap hak sahiplerinin %94'ü ile aynı şartlarda anlaşma yapılıp sözleşme imzalandığını, ayrıca dava konusu taşınmazın müvekkili idareye devrine ilişkin 09.05.2016 tarihinde ve öncesinde 3194 sayılı İmar Kanunu'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi kapsamında düzenleme ortaklık payı veya kamu ortaklık payı kesintisinin yapılmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazlarda davacıya ait payların 13.05.2016 tarihinde kamulaştırma yoluyla davalı ... Belediyesine devrolunduğu, devir tarihinden sonra 15.10.2018 tarihinde paylar davalı ... adına kayıtlı iken 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi kapsamında imar uygulaması yapılarak düzenleme ortaklık payının kesildiği, davacı ile davalı ... arasında 09.05.2016 tarihli Uzlaşma Komisyon Tutanağında açıkça 4076 ada 23 parsel sayılı taşınmaz için "hisselerin yapısı ile birlikte" konut karşılığında kamulaştırıldığının belirtildiği, keza hesap tablolarında açıkça "binadan gelen hakediş" şeklinde bu parsel için bina ve muhdesata hasren 20,37 m²lik konut hakedişi yapıldığının da görüldüğü, sonuç olarak taşınmazda üzerindeki yapılar dahil olmak üzere hisse kamulaştırması yapıldığı ve yapıların konut hakedişinde hesaba katıldığı anlaşıldığından, davacının ayrıca bir muhdesat bedeli talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; konut karşılığı devir sözleşmesinin sadece arsa zeminine ilişkin olduğunu, sözleşmede arsa zemini üzerinde yer alan ev ve yapıların karşılığının bulunmadığını, 20,37 m²lik konut hakedişinin ev ve yapılar için değil arsa zeminine ilişkin karşılık olduğunu, 4076 ada 23 parsel üzerinde yer alan ev ve yapıların söz konusu süreçte hiçbir aşamada hesaba katılmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının paydaş olduğu taşınmazların 13.05.2016 tarihli ve 15705 yevmiye numaralı resmî senetle davalı idareye kamulaştırma yoluyla devredildiği, taşınmazların idare üzerine geçmesinden sonra 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi uygulaması yapılarak 0,2692 oranında düzenleme ortaklık payı kesildiğini, 09.05.2016 tarihli Uzlaşma Komisyon Tutanağına göre ise taşınmazların ve üzerideki yapıların bedellerinin konut olarak ödenmesinin kararlaştırıldığı, yine davacı ile davalı idare arasında Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi Konut Karşılığı Gayrimenkul Devir Sözleşmesi düzenlendiği, dolayısıyla somut olayda kamulaştırmasız el atma bulunmadığı gibi fazla kesilen düzenleme ortaklık payının da söz konusu olmadığı, bu nedenle davanın reddine hükmedilmesinin de usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı ile davalı idare ile arasındaki imar uygulaması sonucu fazla kesilen düzenleme ortaklık payı karşılığı ile taşınmaz üzerinde yer alan yapı değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.