Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15129 E. 2023/6699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazın dava konusu taşınmazla benzer özelliklere sahip olmaması, değerlendirme tarihi ile satış tarihlerinin farklı olması, taşınmazların imar durumu hususunda inceleme yapılmaması ve tüm bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili ve taraf sıfatı bulunmayan Karayolları Genel Müdürlüğü vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükme karşı kanun yollarına müracaat etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Davada fer'i müdahil veya asli müdahil sıfatını taşımayan ve hakkında mahkemece hüküm kurulmayan Karayolları Genel Müdürlüğünün İlk Derece Mahkemesince verilen karara ilişkin olarak temyiz talebinde bulunma hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 9198 ada 29 parsel(eski 13 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar ... Belediye Başkanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında bir protokol düzenlenmiş ise de dava konusu taşınmazın halihazırda yol olarak kullanıldığı gözönünde bulundurulduğunda ve taşınmazın yol vasfından dolayı davacı adına tescili gerçekleştirilemeyeceğinden, ... Belediye Başkanlığının bu davayı açmakta hukuken yararı bulunmadığını, idare tarafından belirlenen zemin ve muhdesat bedelinin kabul edilemeyecek kadar az ve taşınmazın gerçek değerinin çok altında belirlenmesi nedeniyle taşınmazın gerçek değerinin bilirkişi marifetiyle ve rayiç değerler nazara alınarak tespiti ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.09.2019 tarihli ve 2018/1156 Esas, 2019/793 Karar sayılı kararı ile bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı idare vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 17.11.2020 tarihli ve 2020/543 Esas, 2020/1068 Karar sayılı kararı ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Adana Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.06.2021 tarihli ve 2021/2182 Esas, 2021/9340 Karar sayılı ilamı ile tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de, temyiz dilekçesi ekinde sunulan banka dekontlarına göre davacı idarenin karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi de gözetilerek işin esasına girilip karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/526 Esas, 2021/483 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin 505.015,33 TL olduğunun tespiti ile acele el koyma dosyasında tespit edilen bedelin mahsubu ile bakiye bedelin davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ile taraf sıfatı bulunmayan Karayolları Genel Müdürlüğü vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yapıların yaşının ve yıpranma oranlarının hatalı tespit edildiğini, araba garajı mevcut olduğu halde tespitinin yapılmadığını, ağaçların eksik tespit edildiğini, eski tarihli ve farklı ilçede bulunan emsalin değerlendirmeye alınmasının uygun olmadığını, belirlenen bedelin düşük olduğunu ve bedeli depo etmeyen idarenin, emlak fiyatları yükselince düşük bedelle kamulaştırmak için kötüniyetli olarak temyiz aşamasında bedeli depo ettiğini, belirlenen bedelin komşu taşınmazlara biçilen değerden çok daha düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi; üzerindeki yapıya resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4.Arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması, değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması ve kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerektiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak esas alınan Seyhan ilçesi, Döşeme Mahallesi 5515 ada 338 parsel sayılı taşınmaz, dava konusu taşınmazdan farklı yer ve özellikte olup emsal olarak alınması doğru olmadığı gibi; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın 2018 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğü'nden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğü'nden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.

5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.