"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının murisi ...'ün hissedar olduğu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 849 ada 132 parsel sayılı taşınmaza davalının usulünce kamulaştırma işlemi yapılmaksızın yol yapımı suretiyle fiilen el attığını belirterek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından uzlaşma başvurusu yapılmadan açılan davanın usulden reddi gerektiğini, usulî itirazın kabul edilmemesi halinde dava konusu taşınmazı kapsayan alanda yapılacak imar uygulaması ile yol olarak kullanılan alanın düzenleme ortaklık payı içinde kalması hâlinde bedelsiz terki gerekeceğinden taşınmazdaki tüm maliklerin birlikte hareket etmeleri gerektiğinden ve el atma tarihinin ispatı gerektiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının murisi tarafından dava konusu taşınmazdaki hisse davalı idareye kamulaştırma yolu ile devredildiğinden davacının taşınmazda hak sahibi olmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 849 ada 132 parsel sayılı taşınmazın geçit mahalli yani müşterek methal nitelikli bir parsel olduğunu, söz konusu parsel üzerinde hakkı olan parsellerden birinin de bidayette müvekkiller murisine ait olan 849 ada 120 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, tapu kayıtlarından 849 ada 120 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmış olduğunun anlaşıldığını; ancak bu parselin geçit parseli olan 849 ada 132 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki hakkının kamulaştırılmadığını, 849 ada 120 parsel sayılı taşınmazın 849 ada 132 parsel sayılı taşınmazdaki hakkının da kamulaştırma işlemine dahil edildiğine dair bir belgenin mevcut olmadığını, bu bakımdan müvekkil murisi ...'ün 849 ada 132 parsel üzerindeki hakkının devam ettiğini, bu nedenle 849 ada 120 parselin 849 ada 132 parsel üzerindeki hakkının hesap edilmesi ve bu parsele belediye tarafından fiilen el atıldığı gözetilerek, bu oranda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, istinaf talebinin kabul edilmemesi yani müvekkilin 849 ada 132 parselde hak sahibi olmadığına karar verilmesi hâlinde dahi 849 ada 132 sayılı müşterek methal parselin mülkiyet hakkı sahibinin kim olduğunun nitelendirmesinin yapılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu olup geçit mahalli olarak tapuya tescil edilen taşınmazda her ne kadar davacının murisinin daha önce hissesinin bulunduğu 849 ada 120 parsele tahsis edilmiş hisse mevcut ise de bu hissenin tapuda kişi adına değil de taşınmaz adına tescil edildiği, 849 ada 120 parsel sayılı taşınmazda davacının murisine ait hissenin davadan çok önce devredildiği, davacı tarafın dava tarihi itibarıyla 849 ada 120 parselde malik olmadığı, dolayısıyla belirtilen tarafın iş bu davayı açması için aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunda ileri sürdüğü hususları tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 849 ada 132 parsel sayılı taşınmaz geçit mahalli niteliğinde olup maliki de parsel numaraları belirtilen 18 ayrı taşınmaz olduğu davacının murisinin lehine geçit mahalli tahsis edilen 849 ada 120 parsel sayılı taşınmazı dava tarihinden önce devrettiği anlaşıldığından iş bu davayı açması için aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.