Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15971 E. 2023/1832 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, kadastro yenileme çalışmaları sonrası oluşan yeni parsellerin yüzölçümleri ve kamulaştırma bedeli ile tapu iptali ve tescili hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro yenileme çalışmaları sonrası parsellerin yüzölçümlerinin değişmesi, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar ve önceki bozma kararları gözetilerek, tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesine ve yeni oluşan parsellerin tapularının davacı idare adına tesciline karar verilmesi uygun bulunmuş, ancak vekâlet ücretine ve fazla yatırılan bedelin faiziyle davalıdan alınmasına ilişkin hükümlerin hatalı olduğu anlaşılarak bu kısımlar düzeltilmek suretiyle mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3310 parsel (yeni 101 ada 30 ve 31 parseller) sayılı taşınmazın 8254m²lik bölümünün ve varsa üzerindeki mevsimlik ürün ve ağaç bedelleri ile sabit tesis bedellerinin tespitine ve taşınmazın kamulaştırılan kısmının idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarece son derece düşük bir bedelle kamulaştırma yoluna gidildiğini, davaya konu 3310 parsel sayılı taşınmazın sadece 8254 m²sinin kamulaştırıldığını, geri kalan bölümünün kullanılmayacak hâle geleceğini, bu nedenle parselin tamamının kamulaştırılması gerektiğini, bu konuda kamulaştırma kararının tebliğini izleyen 30 günlük süre içerisinde davacı idareye başvurulduğunu; ancak istemlerinin idarece reddedildiğini belirterek parselin tümünün kamulaştırılması gerektiğinin hüküm altına alınmasını ve taşınmazın gerçek değerini yansıtan rakam üzerinden kamulaştırma bedelinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.03.2007 tarihli ve 2016/412 Esas, 2007/106 Karar sayılı kararı ile tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan 12067 m²sinin davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 02.06.2008 tarihli ve 2018/6499 Esas, 7336 Karar sayılı bozma ilâmı ile dosyada mevcut ... Belediye Başkanlığının 02.04.2008 tarihli ve 927/1265 sayılı yazısı ile bilirkişi kurulu raporundaki açıklamalar dikkate alındığında dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu ve dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22.07.2009 tarihli ve 2008/494 Esas, 2009/447 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile ... Mahallesi 3310 parsel (ifrazen 4237, 4238, 4236, 4239 parsellerin) toplam kamulaştırma bedelinin 316.800.00 TL olduğunun tespitine ve ... Mahallesi 3310 parsel (ifrazen 4237, 4238, 4236, 4239 parsellerin) davalılar adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 11.10.2010 tarihli ve 2010/11721 Esas, 16934 Karar sayılı bozma ilâmı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal inceleme yapılarak belirlenen metrekare bedeli uygun bulunarak, ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 17.06.2009 tarihli yazısında dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve krokide (A) harfi ile gösterilen 3813 m²lik kısmına yapılaşma izni verilebileceğinin belirtildiği dikkate alınmadan, taşınmazın bu kısmının işe yaramaz hâle geldiğinden bahisle bedeline hükmedilmesi doğru bulınmadığından bahisle bozma kararı verilmiştir.

D. Mahkemece ikinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2016 tarihli ve 2011/442 Esas, 2016/79 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3310 parselden ifrazen oluşan (4237, 4238, 4239 parsellerin) toplam kamulaştırma bedelinin 290.719,08 TL olarak tespiti ile davalılar adına kayıtlı 4239 parselin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.02.2017 tarihli ve 2016/13607 Esas, 2017/6333 Karar sayılı bozma ilâmı ile;

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu parsellerin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22 nci maddesinin (a) bendi gereğince yenileme çalışmalarının yapıldığı ve yeni oluşan tapuların 12.02.2014 tarihinde tapuya tescillerinin sağlandığı anlaşılmıştır. Buna göre kamulaştırılan parselerin kamulaştırılan ve kamulaştırmadan arta kalan yüzölçümleri değişerek 101 ada 28, 30, 31 ve 32 parseller olarak tapuya tescil edildiğinden, fen bilirkişi marifetiyle taşınmazlar başında yeniden keşif yapılıp, kamulaştırma krokisi zemine uygulanmak suretiyle, kamulaştırılan kısımların kesin olarak tespit edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, önceki tapu kayıtlarındaki yüzölçümlerine göre bedel tespiti, yeni oluşan tapu kayıtlarına göre tapu iptali ile idare adına tesciline karar verilmemesi, kabule göre de; mahkemece, yasal faiz işletilmesine karar verilmiş ise de; acele el koyma dosyasında tespit edilen bedel mahsup edildikten sonra bakiye 232.149,34 TL'nin 04.12.2006 tarihinden ilk karar tarihi olan 22.07.2009 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, idarece fazla yatırılan paranında idareye iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3310 parselden ifrazen oluşan (101 ada 30 ve 31 parsellerin) toplam kamulaştırma bedelinin ve 3310 parselden ifrazen oluşan 101 ada 32 parsel sayılı taşınmazın değer düşüklüğü bedelinin toplam 298.510,72 TL olarak tespiti ile 101 ada 30 ve 31 parsellerin (3310 parselden ifrazen oluşan) tapularının iptali ile davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olarak yüksek bedel belirlediğini, 101 ada 25 ve 31 parsellerin tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; 101 ada 25 ve 31 parsellerin tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz itirazında bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dairemizin 30.03.2021 ve 09.11.2021 tarihli geri çevirme kararı sonrasında alınan dosya içindeki fen bilirkişisinin 29.11.2022 tarihli ikinci ek raporunda; dava konusu 3310 parsel No.lu taşınmazın idarenin kamulaştırması sonrası 4236, 4237, 4238 ve 4239 No.lu parseller olarak 4 kısma ifraz edildiği ve bu ifrazdan oluşan parsellerden 4237 ve 4238 No.lu parsellerin hızlı tren hattı güzergâhında kaldığı, 4236 ve 4239 No.lu parsellerin ise hızlı tren hattı güzergâhı dışında olduğunu, sonrasında ... Tapulamasında 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (a) bendi gereğince kadastro yenileme çalışması sonrası yenileme öncesi 3.813,00 m² yüzölçümlü 4236 No.lu parselin yenileme sonrası 3.837,31 m² yüzölçümlü 101 ada 32 parsel olduğu, yenileme öncesi 6.017,00 m² yüzölçümlü 4237 No.lu parselin yenileme sonrası 6.104,60 m² yüzölçümlü 101 ada 31 parsel olduğu, söz konusu parsellerin kamulaştırıldığı, kamulaştırılan ve yenileme öncesi 2.237,00 m² yüzölçümlü 4238 No.lu parsel ile Dairemiz denetiminden geçerek bedeline hükmedilen ve yenileme öncesi 14.333,00 m² yüzölçümlü 4239 No.lu parselin yenileme sonrası 17.121,25 m² yüzölçümlü 101 ada 30 parsel olduğu, taşınmazların alanını artmasının nedeni parselin sınırlarının değiştirilmesinden değil ilk tesis kadastrosu esasında kullanılan ölçü tekniğinin ve alan hesabında kullanılan yöntemin teknik olarak yetersizliğinden kaynaklandığının belirtildiği, buna göre de; uyulan bozma kararları gereği davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da göz önünde tutularak tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalıya ödenmesi ve 101 ada 30 ve 31 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi uygun bulunmuştur.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin ileri sürdüğü temyiz nedenlerinden davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı göz önüne alınmaksızın davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

5. Davacı idarece fazla yatırılan bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile davalılardan alınmasına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 nci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/255 Esas, 2018/332 Karar sayılı kararının dördüncü bendinin tümü ile hükümden çıkartılmasına, Mahkeme kararının üçüncü paragrafında yazılı ''ödeme tarihi olan 23.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte'' ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.