Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16520 E. 2023/2609 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın tamamı için bedel tahsili davasında, el atmanın kapsamının ve buna bağlı olarak hesaplanacak bedelin tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tamamının baraj gölü maksimum su kotu altında kalması nedeniyle, zaman zaman su seviyesinin değişkenlik göstermesinden bağımsız olarak, davacının taşınmaz üzerinde fiilen tasarruf imkanının ortadan kalktığı, dolayısıyla mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı gerekçesiyle, yerel mahkemenin taşınmazın tamamı için bedel ödenmesine hükmeden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamının birinci bendine direnilmesine ikinci ve üçüncü bentlere uyulmasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu yaptığı değerlendirmede direnme kararını hukuka uygun bularak diğer temyiz itirazları ve bozmaya uyulan bölümlerin incelenmesi için dosyanın Daireye gönderilmesine karar vermiştir.

Kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... köyü 114 ada 14 parsel sayılı taşınmaza davacı idare tarafından baraj suları altında bırakılmak suretiyle el atıldığından kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza el atılmadığını, fiilen kuru tarla olduğunu, dava konusu taşınmazın bedelinin ödendiğini, taşınmazda muhdesat bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.03.2012 tarihli ve 2011/8 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı ile taleple bağlı kalınarak dava dilekçesinde istenen miktara hükmedilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Dairemizin 2012/20129 Esas, 2012/28896 Karar sayılı ilâmı ile hükme esas alınan fen bilirkişisi ek raporuna göre, dava konusu taşınmazın, krokide (A1) olarak işaretlenen 14.255,13 m²lik bölümünün baraj suyu altında kaldığı anlaşıldığından, mahkemece sadece el atılan bu bölümün bedeline hükmedilmesi gerekirken, henüz su altında kalmayan ve ileride devamlı surette kalıp kalmayacağı da belli olmayan krokide A2 ile gösterilen 11.121,34 m²lik alanın maksimum su kotuna göre, baraj gölü içerisinde bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde taşınmazın tüm bedeline hükmedilmesi ve davalı idare harçtan muaf olmadığı hâlde, aleyhine harca hükmedilmeyerek, ayrıca 371,25 TL harcın davacıya iadesine karar verilmesi doğru bulunmayarak kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Kısmen Direnme Kararı

1. Mahkemenin 2014/11 Esas, 2014/43 Karar sayılı kararı ile Yargıtay bozma ilâmındaki harca yönelik kısımlara uyulmuş, davalı idarenin dava konusu taşınmazı baraj gölü kotu içerisine alarak su altına girmesi muhtemel bir taşınmaz olarak nitelemiş bulunduğu, baraj sularının mevsimin ve yağışların etkisiyle alçalıp yükselebileceği ve bu şekilde herhangi bir zamanda su altında kalan bir kısmın daha sonra su yüzüne çıkabileceği belirtilerek taşınmazın tüm alanı için tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle harç dışındaki bölümler yönünden direnme kararı verilmiştir.

2. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizce direnme kararının değerlendirilmesi için dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/5-2031 Esas ve 2021/268 Karar sayılı ilâmı ile uyuşmazlık konusu olan dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ek raporunda A2 ile gösterilen kısmının ... Barajı maksimum su kotu altında ve kamulaştırma sahası içerisinde bulunduğu, zaman zaman su seviyesinde iniş çıkışlar olduğu anlaşılmakla, bu hâliyle davacının taşınmazının tamamında ev, baraka vb. yapılar yapamayacağı gibi ileride zirai faaliyetlerde de bulunmasının mümkün olmadığı, ayrıca dava konusu taşınmazın üçüncü kişilere satışının da olanaklı olmadığı kanaatine varıldığından mülkiyet hakkının sınırlandırıldığına dair mahkemece verilen direnme kararı yerinde bulunarak, davalı idarenin diğer temyiz nedenlerinin ve bozma ilamının uyulan kısımlar yönünden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 25.890, 70 m² olduğu ve fen bilirkişi raporunda A1 harfi ile gösterilen 14.255,13 m²lik bölümünün su altında kaldığından bu bölümün bedeline karar verilmesi gerektiği, 30 yılı aşkın süre önce yapılan ... Barajının maksimum su seviyesine ulaştığı belirtilerek direnme kararının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.