"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 9 ada 9 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığından, taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, husumet itirazlarının bulunduğunu, mahkemece sadece tapu kayıtları ile sınırlı kalınmadan, bina maliklerince yol ve kaldırım için imar hattında rızaen terk yapılıp yapılmadığını, inşaat istikamet rölevesinde rızai terkin işaretlenip işaretlenmediğinin araştırılması gerektiğini, şayet rızai terk varsa rızaen terk edilen kısımlar yönünden davanın reddinin gerektiğini, ayrıca idarelerce yapılan her hizmetin bir fiili veya hukuki el atma olarak algılanmasının da yanlış olduğunu ve bu durumun hakkın açıkça kötüye kullanımını yasaklayan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; 12.02.1989 tarihli imar durum belgesine göre taşınmazda yola terk edilen alan olduğu ancak mimari projede gösterilmediğini, davacıların kamuya ait alanda hak talep edemeyeceklerini, davalı idare tarafından UKOME kararı ile ana arter listesinden çıkartılan yola karar tarihinden sonra herhangi bir şekilde el atılmadığını, el atma tarihinin kesin olarak belirlenmediğini, metrekare birim fiyatının fahiş olduğunu, hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiğini, davanın hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 21 inci maddesiyle değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinin 1. fıkrası ile "09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında” fiilen kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara ilişkin açılacak davalarda dava açılmadan önce uzlaşma usulünün uygulanmasının dava şartı olarak düzenlendiği, dava konusu taşınmaza da 1983 yılından önce fiilen el atıldığı ve davacılar vekilinin ek beyan dilekçesinde dava açılmadan önce uzlaşma başvurusunda bulunmadıklarını açıkça beyan ettiği dikkate alındığında uzlaşma dava şartı yerine getirilmeden tazminat davası açılmış olduğundan davanın uzlaşma dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın usulden reddine ilişkin esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; uzlaşmanın dava şartı olmadığını ve dava açma hakkını ortadan kaldırmadığını, dosyadaki belediye yazısından dava konusu taşınmazın 14.05.1986 tarihinde ana artere alındığını, 2009 yılında da taşınmazın Kadıköy Belediye Başkanlığı tasarrufuna girdiğini, 1983 yılından önce bir el atmanın söz konusu olmadığını, aksi kanaat halinde ise uzlaşma prosedürünün bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kanun'un Geçici 6 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda ... Caddesinin 1982 yılında açık olduğu belirtilmiş ise de dava konusu taşınmaz açısından alınan fen raporu yetersizdir.
3. Bu durumda; dava konusu taşınmaza yol olarak ne zaman el atıldığı, daha sonra yolda genişleme olup olmadığı olgusunun kesin olarak belirlenmesi gerekir. Bu itibarla dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte (ay, gün ve yıl olarak) el atıldığı taraflardan, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgeler (yer teslim tutanağı, geçici ve kesin kabul tutanakları vs) ile dava konusu taşınmaz ve çevresine ait 04.11.1983 tarihinden( özellikle 1982 tarihinden) öncesini ve bu tarihten sonrasını gösterir şekilde hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip, hava fotoğrafları ile ölçekli kroki çakıştırılmak suretiyle el atma tarihinin tespiti için refakate alınacak hava fotogrometri uzmanı bilirkişiler eşliğinde mahallinde keşif yapılarak el atma tarihi kesin olarak tespit edilerek, sonucuna göre uzlaşma yolu yönünden değerlendirme yapılması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.