"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 23 üncü maddesi uyarınca taşınmazın geri alınması ve mümkün olmaması hâlinde taşınmaz bedelinin tahsili istemli davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; murislerine ait ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 20, 37 ve 38 parsel sayılı taşınmazların davalı ... tarafından 09.03.1989 tarihli ve 543/765 sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun hükümleri uyarınca kamu yararı kararı alınmak suretiyle kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedellerin bankaya bloke edildiğini ve müvekkillerine ödendiğini; ancak kamu yararı kararı alınarak kamulaştırılan dava konusu taşınmazların kamusal amaçla kullanılmasından vazgeçilerek özel mülkiyete konu edildiğini, bu nedenle aynı nitelikte olan başka bir taşınmaz malikince davalı idareye başvuru yapılarak, kamulaştırma amacı gerçekleşmemişse taşınmazların iadesi talebinde bulunulduğunu, davalı idarenin cevap yazısında taşınmazların 2942 sayılı Kanun'nun 22 nci maddesi gereğince iadesinin mümkün olmadığının belirtildiğini, davalı belediyenin söz konusu taşınmazları aynı yıl içerisinde ... 18’e sattığını ve dava konusu taşınmazlarda ...’nın en lüks sitesi olan ... Evlerinin bulunduğunu belirterek, 20, 37 ve 38 parsel sayılı taşınmazların müvekkiline iadesine, aksi hâlde taşınmazın bedelinin belirlenerek davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesini, dava konusu parsellerin ... Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.01.1989 tarihli ve 16 parselin ise 09.03.1989 tarihli kararları ile “toplu konut alanı olması” amacı ile 2942 sayılı Kanun hükümlerine göre kamulaştırılarak bedellerinin ödendiğini, ayrıca davacı tarafından söz konusu taşınmazlarla ilgili bedel artırım davaları da açıldığını ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, takdir edilen bedellerin 1991 yılı itibarıyla maliklerine ödendiğini, dava konusu taşınmazların amacı doğrultusunda kullanılarak kooperatiflere tahsis edildiğini, davaya konu iddiaların yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların davalı idare tarafından toplu konut yapımı amacıyla 1989 yılında kamulaştırılarak söz konusu taşınmazların davalı idareye devredildiğini, kamu yararı amacıyla değil kâr amacıyla kamulaştırıldığını, amaç dışında özel mülkiyete konu olduğunu, kamu yararı amacına uygun yapı bulunmadığını ve bu amaca uygun olarak hiç kullanılmadığını, hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığını davalı idare tarafından aynı amaçla kamulaştırılan taşınmazların davalı adına tescil edilip imar planlarının yapılmasından sonra dava dışı bir kısım parsellerin kamulaştırma amacı doğrultusunda kooperatiflere tahsis edilmesine rağmen, dava konusu taşınmazların kamulaştırma amacı doğrultusunda kullanılmayıp davacının mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, bu nedenle davaya konu parsellerin davacı adına tesciline, bu mümkün olmazsa taşınmazların kamulaştırma amacı dışında kullanılması nedeniyle davacının uğradığı zararın tazminine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazlarla birlikte 28 adet taşınmazın ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının 09.03.1989 tarihli ve 543/765 sayılı kararı ile toplu konut yapımı amacı ile kamulaştırıldığı ve davacıların mirasçısı oldukları taşınmazların davalı idareye devredildiği, bu hususların taraflar arasında tartışmasız olduğu, kamulaştırma işleminin bu şekilde kesinleştiği, davalı idarece toplu konut inşa etmek amacı ile kamulaştırılan dava konusu taşınmazlar ile aynı amaçla kamulaştırılan diğer taşınmazların 1/1000 ölçekli imar planları yapılıp dava dışı bir kısım parsellerin toplu konut yapımı amacıyla kooperatiflere devrinin sağlandığı ve davalı idare tarafından proje doğrultusunda faaliyetlerin gerçekleştirildiği, dava konusu taşınmazların ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından dava dışı başka taşınmazlarla birlikte toplu konut inşa etmek amacı ile kamulaştırıldığı, öte yandan kamulaştırma amacının davalı idarenin görevi ile ilgisinin olmaması hususu; ancak kamulaştırma kararından sonra süresi içerisinde idari yargı yerinde açılacak kamulaştırma işleminin iptali davasının konusunu oluşturacağı ayrıca kamulaştırma işlemi, toplu konut yapmak amacı ile yapıldığı ve sonuçta bu amaca uygun şekilde konut ve sosyal donatıların inşa edildiği göz önüne alındığında, konutların niteliğinden bahisle (yapılan konutların dar gelirliler değil, üst gelir grubuna hitap etmesi) kamulaştırma amacına uygun hareket edilmediğini göstermeyeceği gözetilerek kamulaştırılan taşınmazların geri alınması ya da tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine dair kararda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi uyarınca taşınmazın geri alım ve tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 22 inci ve 23 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazlarla birlikte 28 adet taşınmazın ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının 09.03.1989 tarihli ve 543/765 sayılı kararı ile toplu konut yapımı amacı ile kamulaştırıldığı, davacıların mirasçısı oldukları taşınmazların kamulaştırma işleminin kesinleştiği, davalı idarece toplu konut inşa etmek amacı ile kamulaştırılan dava konusu taşınmazlar ile aynı amaçla kamulaştırılan diğer taşınmazların 1/1000 ölçekli imar planları yapılıp toplu konut yapımı amacıyla kooperatife devrinin sağlandığı ve dava konusu taşınmazların imar uygulaması ile gittiği parsellerin fiilen Angora Evleri imar yolları ile yeşil alanda kaldığı anlaşılmıştır.
3. 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesi uyarınca, taşınmazın geri alınabilmesi için kamulaştırmayı yapan idarece, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem yapılmayarak taşınmazın olduğu gibi bırakılması gerekir.
4. Kamulaştırma işlemi, toplu konut yapmak amacı ile yapıldığı ve sonuçta bu amaca uygun şekilde konut ve sosyal donatıların inşa edildiği göz önüne alındığında, taşınmazların geri alınması ya da tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.