Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16625 E. 2023/6169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve tescili davasında, hükmedilen fark bedele işletilecek faizin başlangıç tarihi ve fazladan depo edilen bedelin iadesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece ilk karar ile hükmedilen fark bedele ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken ikinci karar tarihine kadar faiz işletilmesi ve davacı idare tarafından fazladan depo edilen bedelin iadesi yönünde hüküm kurulmaması hatalı olmakla birlikte, bu hataların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1086 sayılı HMK'nın 438. maddesinin 7. bendi gereğince karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 323 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan kısımlarda meydana gelen değer azalışının kamulaştırma bedeline eklenmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın vasfının araştırılmasını, kamulaştırmadan arta kalan kısımlarda meydana gelen değer azalışının kamulaştırma bedeline eklenmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.07.2014 tarihli ve 2014/84 Esas, 2014/764 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce 04.06.2018 tarihli ve 2017/2716 Esas, 2018/11092 Karar sayılı bozma ilâmı ile kapama zeytin bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak dava konusu taşınmaza dava tarihi olan 2014 yılı verileri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi, taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %5 uygulanması, taşınmazın konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artış oranının %250 alınması, kamulaştırmadan arta kalan kısımlarda değer azalışı verilmemesi, faiz başlangıç tarihinin kararda açıkça gösterilmesi ve davacı idare harçtan muaf olduğundan aleyhine harca hükmedilmemesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 24.02.2020 tarihli ve 2019/376 Esas, 2020/108 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce 22.03.2021 tarihli ve 2020/7242 Esas, 2021/3845 Karar sayılı bozma ilâmı ile Dairemizin denetiminden geçen Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/136 Esas sayılı dosyasında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemli davada 24.12.2013 değerlendirme tarihi itibarıyla taşınmazın metrekaresine 91,23 TL değer biçildiği halde, işbu davada daha sonraki 29.01.2014 tarihi itibarıyla 55,90 TL/m² değer biçilmesi nedeniyle alınan bilirkişi raporu inandırıcı bulunmadığından belirlenen m² fiyatları arasındaki çelişkinin giderilmesi hususunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı iptal kararı nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespitine, taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ..., ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan kapama bahçe bedeli bilimsel yönteme uygun olmadığı gibi 2942 sayılı Kanun'a aykırılık teşkil ettiğini, objektif değer artışı uygulanmasının yerinde olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın net geliri hesaplanırken oluşturulan münavebe planında kullanılan ürünlerin üretim gideri olarak, dosyada bulunan Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlan cetvellerdeki resmi veriler kullanılmayıp, brüt üretim gelirin 1/3'ü oranında olacak şekilde kullanılmasının doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece fark bedellere dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak kararın kesinleşme tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve derhal ödenmesine karar verilmesi gerektiği halde bu kurala uyulmadığını, bilirkişi raporunda yıllık ortalama gelirin düşük hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin neması ile birlikte davalılara tapudaki hisseleri nispetinde ödenmesine karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemesinin Kanuna aykırı olduğu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

4. Davalılar ..., ... ve ... temyiz dilekçelerinde; bozma sonrası verilen kararda sadece ... ve ...’a ödeme yapıldığını, ... mirasçılarına ilk karara karşı temyize gelmediğinden herhangi bir ödeme yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık ortalama gelirin düşük hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ..., ... ve ...’in tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz sebepleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Mahkemece ilk karar ile hükmedilen fark bedele ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken ikinci karar tarihine kadar faiz işletilmesi ve davacı idare tarafından fazladan depo edilen bedelin iadesi yönünde hüküm kurulmaması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin 7 nci bendi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ..., ... ve ...’in tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile;

a) Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “karar tarihi olan 24.02.2020” ibaresinin çıkartılmasına yerine “ilk karar tarihi olan 17.07.2014” ibaresinin eklenmesine,

b) Mahkeme karanının hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Davacı idare tarafından fazladan depo edilen 24.808,68 TL bedelin davacı idareye iadesine" ibaresi eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

12.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.