"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/20 Esas, 2022/266 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2941 parsel sayılı taşınmazın bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde olup, çevresinin meskun olduğunu, her türlü belediye hizmetlerinden yararlanan arsa vasıflı taşınmaz olduğunu, İzmir-Ankara asfaltına cepheli olup ulaşımının çok iyi olduğunu, çevresinde yoğun olarak sanayi ve ticari işletmelerin yer aldığını, taşınmazın değerli konumda bulunduğunu, idarece takdir edilen kamulaştırma bedelinin taşınmazın rayiç değerini yansıtmadığını, bu nedenle Mahkemece taşınmazın gerçek piyasa değerinin kamulaştırma bedeli olarak tespitini, tespit edilen bedelin mülk sahibine ödenmesi şartıyla taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.12.2014 tarihli ve 2014/116 Esas, 2014/602 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare lehine yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 04.12.2014 tarihli ve 2014/116 Esas, 2014/602 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; uygun emsal incelenmediğinden ve dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı oranının araştırılması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 05.12.2019 tarihli ve 2018/641 Esas, 2019/518 Karar sayılı kararı ile fark kamulaştırma bedeli bloke olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 05.12.2019 tarihli ve 2018/641 Esas, 2019/518 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; fark bedelin depo edilmesi için usulüne uygun süre verilmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, taşınmazın arsa vasfında olmadığını, emsalin dava konusu taşınmaza göre çok daha değerli olduğunu, ağaç ve zemin üstü yapıların değerlerinin de yüksek hesaplandığını ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararda maddi hata yapılarak kamulaştırma bedelinin hatalı yazıldığını, oysa hükme esas alınan rapora göre kamulaştırma bedelinin 5.257.129,94 TL olduğunu, depo kararının bu bedele göre yerine getirildiğini, ilk bloke olan ve sonra bloke olan bedellere ayrı ayrı faiz işletilmesi gerektiğini, adil yargılama yapılmadığını ve adil bedele hükmedilmediğini, emsalin emlak vergi beyanının bilirkişilerce hatalı temin edinildiğini, hesaplamada daha yüksek alındığını, bu sebeple hatalı kıyaslama yapıldığını, dava konusu taşınmazın bildirilen emlak vergi beyanının kamulaştırma koridorunda kaldığından kısıtlandığını ve düşük bildirildiğini, kamulaştırma olmasa idi daha yüksek bildirileceğini, dava konusu taşınmazın kamaulaştırma öncesinde imar planında konut ve ticaret alanında olduğunu, dava konusu taşınmazın emsale göre daha kıymetli konumda olduğunu, komuşu parseller için belirlenen metrekare değeri ile bu dosya için belirlenen metrekare değerinin uyumlu olmadığını ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak biçilen değerin uygun olduğu, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların dışında kalan temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporuna göre son hükmedilen toplam kamulaştırma bedelinin 5.257.129,94 TL, ilk kararla hükmedilen bedelin 3.476.776,94 TL olduğu ve bloke ara kararlarının bu bedeller üzerinden yerine geitirldiği gözetildiğinde hükmedilen toplam bedelin hatalı yazılması bozmayı gerektirir.
4. Kamulaştırma bedelinin ilk kararla hükmedilen 3.476.776,94 TL kısmından acele kamulaştırma dosyasında bloke edilen bölümün mahsubu ile bakiye 229.939,01 TL'ye 12.07.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 04.12.2014'e kadar; daha sonra bloke edilen 1.780.350,00 TL bedele ise 12.07.2014 tarihinden son karar tarihi olan 06.10.2022'ye kadar faiz işletilmesi gerekmektedir.
5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkemece kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında;
a) (1) numaralı bendinden "zemin bedelinin 3.097.380,00 TL olarak zemin üstü bedelinin 379.399,94 TL olmak üzere toplam kamulaştırma bedelinin 3.476.779,94 TL" kısmının çıkarılması, yerine "kamulaştırma bedelinin 5.257.129,94" ibaresinin yazılması ile (4) numaralı bendinin tamamen çıkarılması ve yerine "Hükmedilen kamulaştırma bedelinden acele kamulaştırma dosyasında bloke edilen bedelin mahsubu ile bakiye kamulaştırma bedeli 229.939,01 TL'ye 12.07.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 04.12.2014'e kadar; daha sonra bloke edilen 1.780.350,00 TL bedele ise 12.07.2014 tarihinden son karar tarihi olan 06.10.2022'ye kadar yasal faiz işletilmesine" cümlesinin yazılması ve (7) numaralı bendinin tamamen çıkarılması suretiyle hükümün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Duruşmaya gelen davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı idareden alınarak davalıya ödenmesine,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.