Logo

5. Hukuk Dairesi2022/4453 E. 2022/18124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu sicilindeki yanlışlıktan kaynaklanan tazminat davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve husumetin varlığı konusundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların bir kısmı yönünden husumet yokluğunun doğru tespit edildiği, ancak diğer davacı yönünden mahkemece yapılan eksik inceleme, ıslah işleminin değerlendirilmemesi, taşınmazın niteliği ve geçit hakkı gibi hususların dikkate alınmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, ... (...) yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri ve davacı asil ... (...) tarafından istenilmiş, davacı ... vekili ile davacı asil ... (...) de temyiz dilekçelerinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 13.12.2022 günü temyiz eden taraf vekilleri ile davacı asil ... (...) yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak gelen vekiller ile davacı asilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava TMK'nın 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı ...’nin davasının husumet yokluğundan reddine, davacı ... (...)’in davasının taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ... (...) ile davacı ... Deveci ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosya kapsamından Haytabey Köyünde 1985 yılında yapılan tapulama çalışmasında 697 sayılı parselin 2000 m² yüzölçüm ve ham toprak niteliğiyle senetsizden Hazine adına tescil edildiği, davacı ...'in taşınmazı 05.05.1997 tarihinde satın alma ile edindiği, sonrasında taşınmazı 06.11.1998 tarihinde üçüncü kişiye sattığı, 28.06.2012 tarihinde ise satın alma yoluyla yeniden edindiği, taşınmazın farklı köylerde yapılan kadastro çalışmalarında mükerrer şekilde tespit ve tescil edildiği, ancak tapuda halen davacı ... adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır.

4721 sayılı TMK'nın "Sorumluluk" kenar başlığını taşıyan 1007 nci maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, burada Devletin sorumluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Sicil tutma işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Borçlar Kanunu'nun haksız fiile ilişkin kurallarının da uygulanacağı kuşkusuzdur.

TMK'nın 1007 nci maddesi uyarınca bir zararının bulunduğunu ispat edemeyen davacı ... yönünden zarar olsa dahi tapu işlemleri ile o zarar arasında nedensellik bağının varlığından bahsetmek mümkün olmayacağından davanın aktif husumetten reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1) Davacı ... (...) tarafından vekili azledilmeden önce 25.09.2021 tarihinde bedel artırım dilekçesi verildiği ve harcın yatırılması için taraflarına süre verilmesinin talep edildiği, bu dilekçe üzerine 21.10.2021 tarihli celsede mahkemece davacı tarafa davayı ıslah etmesi için iki haftalık süre verildiği, iki hafta geçtikten sonra ancak bir sonraki celse gelmeden gerekli harç miktarının 13.12.2021 tarihinde ... (...) tarafından yatırıldığı, ancak mahkeme kalemince bu bedelin sehven gider avansı olarak alındığı ve buna göre belge düzenlendiği; dosya safahatına bakıldığında mahkemece kurulan ara kararda gider avansı yatırılmasına dair bir ara karar bulunmadığı, zira bedel artırım dilekçesinin daha önceden verildiği, bu aşamadan sonraki işlemlerin Harçlar Kanunu'nun 30. vd. maddeleri uyarınca harç tamamlama işleminden ibaret olduğu gözetildiğinde; davacı ... (...) için ıslah dilekçesi dikkate alınmadan taleple bağlı kalındığından bahisle eksik bedele hükmedilmesi,

2) Dava konusu taşınmazın tapu kaydının 2000 m² olduğu bozma öncesi fen raporunun da bu doğrultuda olduğu gözetilmeden son fen bilirkişi raporu esas alınarak 2533,50 m² üzerinden hüküm kurulması,

3) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi kabulü ile bedeli tespit edilmiş olup, taşınmazın sulanıp sulanmadığı, nereden ve nasıl sulandığı su kaynağı mevcut ise tamamını sulamaya yeterli olup olmadığı hususları açıkça belirtilmeden eksik inceleme sonucu sulu kabul edilerek değer biçilmesi,

4) Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda münavebe ürünü olarak alınan buğday, mısır ve domatesin dekar başına verim miktarları Tarım ve Orman Bakanlığı İlçe Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2013 yılı dekar başına üretim masrafı (kalem kalem masraf dökümü) ve hasat dönemindeki ortalama toptan kg satış fiyatı ise ilgili resmî kuruluşlardan getirtilip; döner sermaye faizi, bilinmeyen giderler, arazi kirası ve genel idarecilik giderlerinin masraflara dahil edilmeyeceği de göz önüne alınarak rapor denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,

5) Dava konusu taşınmaz üzerinde, komşu parsel lehine geçit hakkı olduğundan, bu haktan kaynaklanan değer düşüklüğünün taşınmaz bedelinden indirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Davacı ... (...) ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı ...'dan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı Hazine yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.400,00 TL vekalet ücretinin davacı ...'ye yükletilmesine, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.