"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idare vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı idare ve davacı vekilleri duruşmaya katılmadıklarından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 181 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığını, el koymanın kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, dava konusu taşınmazla ilgili davalı idare aleyhine ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/52 Esas, 2016/186 Karar sayılı dosyasıyla kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açıldığını, bu davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda 520.000.00 TL bedel belirlendiği, ancak taleple bağlı kalınarak, 10,000,00 TL bedele hükmedildiği, bu kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2019/6578 Esas, 2020/1282 Karar sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmak sureti ile kesinleştiğini, bilirkişi raporunda belirtilen kamulaştırmasız el atma tazminatı 520.000.00 TL'den kalan miktar olan 510.000.00 TL tazminatın ilk dava tarihi olan 11.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemlerinin hukuka uygun olmadığı iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafın dava dilekçesinde dava miktarına ilk dava tarihi olan 11.02.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, ek dava ile bir alacağın kalanının istemine ilişkin davalarda faizin ilk dava tarihinden değil ek davanın açıldığı tarihten işletilmesi gerektiğini, taşınmaz değerinin tekrar hesaplanması gerektiğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare aleyhine açılan davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, davanın reddi gerektiğini, faizin ek davanın davanın açıldığı tarihten yürütülmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazla ilgili iş bu dosyanın tarafları arasında görülen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/52 Esas, 2016/186 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde davanın kabulü ile 10.000 TL tazminata hükmedildiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu, kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2019/6578 Esas, 2020/1282 Karar sayılı ilâmı ile düzeltilerek onanmasına karar verilerek 23.01.2020 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmakta olup, eldeki dava; incelenen dosya kapsamında bilirkişi heyetince belirlenen 520.000,00 TL'lik tazminattan bakiye kalan kısım için ek dava mahiyetinde açılmış olup, İlk Derece Mahkemesince kesinleşen dosyaya göre bakiye bedele hükmedilmesinin isabetli olduğu belirtilerek davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 38 inci maddesi uyarınca 20 yıllık sürenin geçtiğini, 2942 sayılı Kanun'un Ek-3 üncü maddesinin uygulanması gerekirken bu hususun dikkate alınmadığın, faizin ek davanın açıldığı tarihten yürütülmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
3. Davalı idare tarafından 2942 sayılı Kanun'un Ek-3 üncü maddesinin uygulanması gerektiği iddia edilmiş ise de dava konusu taşınmaz için davalı idare tarafından kamulaştırma kararı alındığı ancak herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı gibi idare adına bir tescil kararı da bulunmadığı gözetildiğinde bu maddenin uygulanmaması yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.