"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.05. 2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı idare ve davalı vekilleri duruşmaya katılmadıklarından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 342 ada 52 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kıymet takdir raporunda belirlenen bedelinin çok düşük olduğunu belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.08.2013 tarihli ve 2012/123 Esas, 2013/189 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaza çok uzak mesafede olması nedeni ile emsal alınamayacağı belirtilerek taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli ve 2014/235 Esas, 2014/396 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeden aynı kamulaştırma çerçevesinde, Dairemiz denetimine gelen dosyalarda taşınmazların m² değeri düzenleme ortaklık payı düşülmeden 76,00 TL olarak tespit edilmiş iken, bu dosyada düzenleme ortaklık payı düşülerek m² değerinin 66,00 TL olarak tespiti inandırıcı olmadığından, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla ve emsal taşınmazların bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup değerlendirmenin yapıldığı yıl itibarıyla dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden araştırılıp bilirkişi raporu denetlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi ve kamulaştırılan kısmının yüzölçümünün hükümde gösterilmemesi hususları hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ve 2016/13 Esas, 2020/45 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın nasıl sulandığının belirtilmediğini, kapitalizasyon faiz oranının ve objektif değer artırıcı unsur oranının hatalı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın vasfına yönelik herhangi bir bozma kararı olmadığı hâlde, bozma sonrası arazi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, komşu taşınmazlarda daha yüksek bedel belirlendiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece verilen ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde kabul edilmek suretiyle emsal kıyaslaması yapılarak taşınmazın m² birim fiyatının 68.00 TL olarak belirlendiği, bu kararın davacı idare vekili tarafından temyiz edildiği ve Dairemizce yapılan inceleme neticesinde kararın, emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaza uzak mesafede bulunduğundan bahisle bozulduğu, bu bozma kararı üzerine Mahkemece verilen ikinci kararda hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ise dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçildiği ve taşınmazın m² birim fiyatının 66,00 TL olarak belirlendiği ve bu kararın da davacı idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan ikinci bozma ilâmında; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeden aynı kamulaştırma çerçevesinde, gelen dosyalarda m² değeri düzenleme ortaklık payı düşülmeden 76.00 TL olarak bedel tespit edilmiş iken, bu dosyada düzenleme ortaklık payı düşülerek m² değerinin 66.00 TL olarak bulunduğu ve bu hususta çelişki oluştuğu gözetildiğinde, diğer taşınmazlar yönünden belirlenen değerden ayrılma nedenleri gösterilmeden hesaplama yapan bilirkişi raporu inandırıcı bulunmadığından yeniden emsal kıyaslaması yapılarak hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozma yapıldığı anlaşılmış olup Mahkemece verilen ilk ve ikinci kararda taşınmaza arsa olarak değer takdir edildiği ve taşınmazın vasfının bozma ilâmlarına konu edilmediği anlaşıldığı hâlde; mahkemece verilen son kararda hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmaza arazi olarak değer biçilmek sureti ile m² birim fiyatının 12,15 TL olarak belirlenmesi doğru olmadığı gibi, aynı kamulaştırma kapsamında olup dava konusu taşınmaza yakın mesafede olan ve Dairemizin 2016/21645 Esas, 2017/6852 Karar ve 2022/3763 Esas 2022/1705 Karar sayılı dosyaları ile denetimden geçen ... Mahallesinde bulunan 342 ada 10 parsel sayılı taşınmaza arsa niteliği ile aynı değerlendirme tarihi itibarıyla 78.00 TL, 358 ada 15 parsel sayılı taşınmaza ise 77.00 TL değer belirlendiği ve bu m² birim fiyatlarının onanmak sureti ile kesinleştiği gözetildiğinde hükme esas alınan bilirkişi raporu inandırıcı bulunmamıştır.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 342 ada 52 parsel sayılı taşınmazın değeri belirlenirken taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili belediye başkanlığı ve tapu müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.