"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karan davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kilis ili, ... ilçesi, ... köyü, 892 parsel sayılı taşınmaza yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını üzerindeki muhdesatın yol yapımı nedeniyle kaldırıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan muhdesat bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmaz için takdir edilen bedelin dava dışı ...'ye 20.02.2018 tarihinde ödendiğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idarenin 893 parsel nolu taşınmazı kamulaştırdığı ve bedelini 893 parsel nolu taşınmaz maliki dava dışı ...'ye ödediği, 893 parsel nolu taşınmazın yol yapılmak suretiyle kamulaştırıldığı ve taşkın durumda bulunan dava konusu idari binanın da kamulaştırma konusu edildiği, kamulaştırma dosyasında yapılan incelemede idari binanın tüm alanı olan 120,00 metrekarenin bedelinin hesaplanarak ödeme yapıldığı, dava konusu binanın 22.02.2019 tarihli fen raporunda A olarak adlandırılan 11,07 m² lik kısmının kamulaştırılan dava konusu 893 parsele taşkın yapı olduğu, bu nedenle davalı kurumun 893 parseli kamulaştırması esnasında binanın tamamının yıkıldığı, taşkın yapı olması nedeniyle davalı kurumun bedeli dava dışı kamulaştırılan 893 parsel maliki ...'ye ödemesinde kusurunun bulunmadığı, davalı kurumun taşkın binanın aidiyetini tespite yetkisinin ve sorumluluğunun da bulunmadığı, dava konusu taşkın binanın aidiyetinin ve maliklerin iyiniyetinin taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık olduğu, idarenin kamulaştırdığı alanı ve muhdesatını bedel hususunda hesapladığı, ödeme yapılan dava dışı malikin sebepsiz zenginleşip zenginleşmediğinin yine taraflar arasındaki bir hukuki uyuşmazlık olduğu ve davalı idarenin bedeli ödemekle sorumluluğunun kalmadığı, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu yapı ruhsatının 16.03.2012 tarihli olduğu, dava konusu 892 parselin ise gelen tapu kayıtlarından 897 parsel nolu taşınmazdan 29.09.2014 tarihinde ifraz olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle idari binanın aidiyetinin ve hangi taşınmaza taşkın olduğunun davacı ile 893 parsel nolu taşınmaz maliki arasındaki uyuşmazlık olduğu ve ödeme yapan davalı idarenin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu muhdesatın yıkılması nedeniyle dava dışı ... aleyhinde 'mala zarar verme' suçundan şikayetçi olduğunu, ceza yargılamasının derdest olduğu, davaya konu yapının maliki olduğunu bu nedenle bedelin tarafına ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile 892 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısım olduğu, idarece bu parsele yönelik herhangi bir kamulaştırma işleminin bulunmadığı, 893 parsel sayılı taşınmazın ise yol parseli olup, tamamının idarece kamulaştınldığı, içindeki bina bedeli arazi bedeli ile birlikte bir bütün olarak dava dışı ...'ye ödendiği, 27.12.2021 tarihli ek fen raporunda; davaya konu 892 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması görerek 1249, 1250, 1251, 1252 ve 1253 nolu parsellere ayrıldığı, 892 nolu parseldeki idari binanın (B: 103,93 m²) yeni oluşan 1253 nolu parselde kaldığı, daha sonra sayısallaştırma kadastrosu çalışmaları sonucu 1253 nolu parselin 101 ada 65 nolu parsel olduğunu, sonuç olarak davaya konu idari binanın B: 103,93 m² lik kısmının ekli krokide görüleceği üzere ... Köyü 1010 ada 65 nolu parsel içerisinde kaldığı, davalı kurumun kamulaştırma bedelini dava dışı kamulaştırılan 893 parselin maliki ...'ye ödediği, ikinci defa davalıdan aynı yapı bedelinin tahsilinin istenmesinin yasaya uygun olmadığı, bu durumdan ödeme yapan davalı idarenin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hukuki uyuşmazlığın hatalı belirlendiğini, yapının maliki olması nedeniyle muhdesat bedelinin tarafına ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: "... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalhedilen .şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulunu yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayr menkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi. ”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalhedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayr ime nkulünii yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ... " karar verilmiştir.
3. Değerlendirme1
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu 892 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısım olduğu, idarece bu parsele yönelik herhangi bir kamulaştırma işleminin bulunmadığı, 893 parsel sayılı taşınmazın ise yol parseli olup, tamamının idarece kamulaştırıldığı, davalı kurumun 893 parseli kamulaştırması esnasında binanın tamamının yıkıldığı, kamulaştırılan dava konusu 893 parsele dava konusu taşınmazın taşkın yapı olduğu, davalı kurumun bedeli dava dışı kamulaştırılan 893 parsel maliki ...'ye ödemesinde kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.