Logo

5. Hukuk Dairesi2022/7345 E. 2022/16270 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal araştırması ve değerlendirmesinin gerektiği şekilde yapıldığı, belirlenen bedelin yüksek olduğu iddiasının kararın bozulması için yeterli olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2329E., 2022/630 K.

SAYISI : 2021/2329 E., 2022/630 K.

HÜKÜM/KARAR : Yeniden esas hakkında hüküm kurma kararı

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/51 E., 2020/84 K.

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı idare yönünden esastan reddine, davacılar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul İli, Silivri İlçesi, Balaban Mahallesi 277 ada 2 (eski Çanta-Mimar Sinan Mahallesi 562 ada 1) parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Çorlu Kadastro Mahkemesinin 1974/307 Esas sayılı ve Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/157 Esas sayılı dosyalarının celbi ile davacıların dava açma hakkına sahip olup olmadıklarının tespitine, dava açma hakkına sahip olmadıklarının tespiti halinde ehliyet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, aksi halde keşif yapılarak taşınmaza el atılıp atılmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/137 Esas sayılı dosyasında dava konusu taşınmaza komşu olan 562 ada 3 parsel sayılı taşınmazın arsa vasfında değerlendirildiği ve bu kararın kanuni denetimden geçerek kesinleştiği, hükümde taşınmazın hangi nitelikleri esas alınarak arazi vasfında değerlendirildiğinin belirtilmediği, taşınmazın arsa vasfında kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın el atma tarihi itibarıyla 221 sayılı Kanun'a tabi olduğunu ve hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, dosyaya sundukları emsallerin dikkate alınmadığını, emsal mukayesesinin kanunun aradığı şartlara uygun olmadığını, davacılardan bazıları yönünden tazminat dağılımının hatalı yapıldığını ve düzeltilmesi gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Silivri Belediye Başkanlığınca bildirilen imar durumuna ilişkin yazıya göre uygulama imar planı içinde kalan taşınmazın arsa vasfında olduğu, dosya kapsamında yer alan ve dava konusu taşınmaza arsa vasfıyla değer biçen ikinci bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiği belirterek, söz konusu rapor doğrultusunda arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacıların hisselerine atıf yapılarak terkin hükmü kurulmasının infazda tereddüt oluşturduğu ve karardan sonra kesinleşen yenileme kadastrosu uyarınca mahalle adı, ada ve parsel numarası ile yüzölçümü değişen dava konusu taşınmazda yeni duruma göre tazminat bedelinin tespit edilerek hüküm kurulması gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 355 inci ve 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 2 numaralı alt bendi uyarınca hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal araştırması ve değerlendirmesinin gerektiği şekilde yapılmadığını ve dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğundan kararın bozulması gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35 inci maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

2. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti" kenar başlıklı geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkralarının ilgili bölümü şöyledir:

"... Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.

İdarenin daveti veya malikin müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının idarenin daveti veya malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. (...)

... Dava açılması hâlinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir. Tespit edilen bedel, bu maddenin sekizinci fıkrasına göre idarece ödenir. Tescile veya terkine ilişkin hüküm kesin olup tarafların hükmedilen bedele ilişkin temyiz hakkı saklıdır. ..."

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki İstanbul İli, Silivri İlçesi, Balaban Mahallesi 277 ada 2 parsel sayılı taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.