Logo

5. Hukuk Dairesi2022/8238 E. 2022/16637 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin, tebliği dahil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş taşınmazlar hakkında da uygulanması gerektiği, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bozma kararı verilmesine gerekçe teşkil etmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davalılardan ... hakkında açılan davanın kabulüne, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine dair hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, arsa niteliğindeki dava konusu İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Hasanpaşa Mahallesi 469 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların zeminine emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde ve bedelinin davalı ... Başkanlığından tahsiline ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı davalılardan İstanbul Büyükşehir Belediye

Başkanlığı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu taşınmazların bulunduğu Sarayardı ve Kurbağalıdere Caddelerinin 17.12.2009 tarih, 2009/8-1 sayılı UKOME kararıyla davalı ... Belediyesinin sorumluluğuna geçtiği gözetilmeden, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü yerine, Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazların Kadıköy Belediye Encümeninin 20.02.1992 tarihli kararı ile yol sahasında kalması nedeni ile kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma tebligatının davacı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmediği, kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği ve Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/34 Esas, 1993/633 Karar ve Kadiköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/50 Esas, 1993/348 Karar sayılı dosyası ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca taşınmazın davalı idare adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.

21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 5., 6. ve 7. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen ek madde 3 ve geçici 15. maddesi ile;

Ek Madde 3: Mülga 31.8.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir.” hükmü getirilmiştir.

Yine 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 2942 sayılı Yasa'nın ek 3. maddesine“ Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir. Aynı Kanun'un 22. maddesi ile eklenen geçici 17. maddesi ile de'' Bu maddeyi ihdas eden Kanun'la bu Kanun'un ek 3 üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

Bu durumda yukarıda açıklanan yöntem doğrulusunda hesaplama yapılarak kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedelin tespiti için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden,

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 22.11.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince kabulü ile yeniden esas hakkında verilen karar kararının Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;

Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;

Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.

Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.

Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında verilen kararının usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.

Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan davada verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.